Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 258 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18350 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ...... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/08/2014 tarih ve 2014/51-2014/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi......arafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili bankanın....Şubesi müşterisi olan ... Sistemleri....... ile 05/07/2013 tarihli Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 23.1 mad. göre her iki tarafın yazılı bidirimde bulunarak sözleşmeyi fesh etme hakkı tanındığını, bu maddeye göre bankanın.... Noterliği'nin... numaralı ihtarnamesi ile karşı tarafa bildirimde bulunduğunu, tebliğden itibaren 15. gün içerisinde varsa hesaplardaki bakiyeyi alması ve yine varsa kredi kartı,...kartı, çek koçan ve yapraklarını iade etmesi gerektiğinin bildirildiği buna rağmen ihtarnameyi alan müşterinin bunları yapmadığını ve bunun üzerine ikinci kez müvekkili bankanın karşı tarafa ihtarname gönderdiğini ve uyarılarını yenilediğini, ancak müşterinin buna da uymadığını ileri sürerek, müşteri olan ... Sistemleri ... .......'nin müvekkili bankanın Koşu yolu şubesi nezdindeki tüm mevduatı için bir kamu bankasının tevdi mahali olarak belirlenmesini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkiline ait banka hesaplarında herhangi bir para bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında akdedilmiş olan sözleşmenin hala geçerli olduğunu, davacı bakımından tevdi mahaline gerek bulunmadığını, ayrıca feshin geçerli olup olmadığının tespiti bakımından mahkemenin görevli olmadığını, hem esas hem de görev yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olan ve davacı banka ile müşterisi arasında yapılmış bulunan sözleşmenin iptali ve bunun sonucu olarak tevdi mahali tayini talep edilen somut olayın çekişmesiz yargı işlerinden olmadığı gibi konu itibariyle de mahkemenin görevine giren hususlardan olmadığı, davanın görevli....Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dava, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve tevdi mahalli tayini talebi olarak nitelendirilerek yapılan yargılama sonunda Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Ancak; dava dilekçesi incelendiğinde, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile ilgili herhangi bir talebi bulunmayıp, sadece yedindeki paranın tevdi mahalli tayini suretiyle bir kamu bankasına yatırılmasına karar verilmesine dair talebi olduğu görülmektedir. HMK'nın 382/d-3. maddesi gereğince, tevdi mahalli tayini talebi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış olup, aynı Yasa'nın 383. maddesine göre de; çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir hüküm bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Bu durumda, her ne kadar tevdi mahalli tayini talebi sonucunda verilecek kararlar Dairemiz'in yerleşik içtihatları gereğince temyizi kabil olmayan kesin nitelikteki kararlardan ise de; somut olayda, mahkemenin uyuşmazlığı nitelemesi ve bu nitelemeye istinaden verilen karar göz önüne alındığında, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlık konusunda görevli mahkeme olduğu gözden kaçırılarak yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle re'sen bozulması gerekmiştir.2-Kabule göre de; HMK'nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararlarında vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, bu nedenle de hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın re'sen bozulmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.