Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2563 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17508 - Esas Yıl 2014





ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/04/2014 tarih ve 2013/330-2014/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin eczacı olup, krediye ihtiyaç duyduğunu, davalı banka şubesine başvurduğunu, davalının krediyi erken kapatma durumunda %12 oranında “ceza faizi” alınacağını bildirmeksizin müvekkiline genel kredi sözleşmesi sunduğunu ve sözleşmenin son sayfasının müvekkili tarafından imzalandığını, sözleşmenin ilgili kısmının imzalanırken boş bırakıldığını ancak, imza atıldıktan sonra “2” rakamının elle yazıldığını, ardından bu rakamın yanına “1” rakamının ilave edildiğini ve ceza faiz oranının %12 'ye çıkarıldığını, davalının hileye başvurmak suretiyle müşterisini yanılttığını, erken kapatmayla ilgili miktarları müvekkiline e- mail yoluyla gönderdiğini, müvekkilinin ise ihtarnameyle bunu kabul etmediğini bildirdiğini, müvekkilinin başka bir banka şubesinden aldığı krediyi erken ödeyerek %2 oranında erken kapatma komisyonu ödediğini, davalının müvekkilinden aşırı yararlanma yoluyla haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin ihtirazi kayıtla %12 oranında 26.000,00 TL ödemede bulunduğunu ileri sürerek, fazladan alınan 21.500,00 TL erken kapatma bedelinin 01.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmedeki %12 ibaresinin imza anında mevcut olduğunu, davacının tüm sözleşme hükümlerinin geçerli olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili bankanın kaybından daha az bir cezai faiz tahsil ettiğinin açık olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 21.12.2011 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandığı, bu krediye ilişkin olarak ... no'lu kredi hesabından 50.000 TL, ... no'lu kredi hesabından 200.000 TL işletme kredisi, ... no'lu hesaptan ise 20.000 TL kredi kullandığı, kredilere ilişkin olarak 18.102,83 TL ve 5.320,00 TL olmak üzere toplam 23.422,83 TL erken kapatma komisyonu ile 1.171,14 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 24.593,97 TL alındığı, her ne kadar davacı sözleşmede değişiklik yapıldığı iddiasında bulunmuş ise de, yapılan değişikliğe ilişkin davacı tarafça yazılı bir delil ve belge sunulmadığı gibi, sözleşmenin 43. maddesinde davacının sözleşmenin tüm maddelerini okuduğu ve her sayfayı paraf etmeye gerek olmadığı yönünde düzenleme bulunduğundan davacının söz konusu maddedeki düzenlemeyi kabul ettiği, bankaların kar amacıyla faaliyet gösteren kurumlar olup, kredinin erken ödenmesi nedeniyle oluşan maliyet yükünü kredi müşterisine yansıtmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının da tacir olduğu ve kullandığı kredinin erken ödenmesi halinde komisyon bedeli alınacağını önceden bilebilecek durumda bulunduğu, dolayısıyla 6098 sayılı TBK'nın 20 vd. maddelerindeki genel işlem şartnamesi sınırlandırılmalarının somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, erken komisyon bedeline ilişkin hazine bonosu faizlerine göre yapılan maliyet hesabına göre davalının daha az komisyon bedeli aldığı görülmekte ise de, davalının alacağı komisyon bedelinin hesabında banka kredi faiz oranlarının dikkate alınması suretiyle hesap yapılması gerektiği, bu hesaba göre ise, davalının davacından 3.037,25 TL fazla erken ödeme bedeli aldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 3.037,25 TL'nin 01.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle ödenen komisyon ücretinin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı banka tarafından yapılan tahsilatın taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 36.6. maddesine uygun olduğu belirtilmiş ise de, mahkemece davalı banka ile diğer bankalarca bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan faiz oranları getirtilerek dosyanın bankacılık uygulamasında uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile getirtilen oranların ortalaması da alınarak davalı bankaca alınan komisyon oranının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.