Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 254 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15512 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/09/2011 tarih ve 2011/755-2011/1090 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 4.000 TL tarımsal destek kredisi kullandığını, davalı bankanın 20.03.2009 tarihli ihtarname ile borcun 5.295,70 TL olduğunu bildirdiğini, 20.07.2010 tarihinde banka ile borç yapılandırma sözleşmesi imzalandığını ve borcun taksitlendirildiğini, buna rağmen davalının ihtiyati haciz kararı alarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıp, takip harici 12.019,91 TL tahsil ettiğini, oysa ihtiyati haciz kararının 5.295,70 TL için alındığını, bu meblağ dışında davacının alacağı bulunmadığını ileri sürerek, şimdilik 4.000 TL fazla tahsilatın sebepsiz zenginleşme hükümlerince davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı banka davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına dayanılarak, taraflar arasındaki kredi yapılandırılması ile borcun oniki taksitle ödenmek üzere toplam 7.166,00 TL olarak belirlendiği, davalının ilk taksidin vadesi gelmeden 6433 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davacının ise davalı bankaya 12,022,48 TL ödediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 4000 TL'nin ilk ödeme tarihi olan 20/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.1-Dava, banka tarafından fazladan tahsil olunduğu iddia olunan paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Somut uyuşmazlıkta davacının davalı bankadan 4.000 TL tarımsal destek kredisi kullandığı, kredi geri ödemelerindeki aksama gerekçesiyle bankanın 16.03.2009 tarihinde kat ihtarında bulunup, bu tarih itibariyle 5.295,70 TL olan bakiye kredi borcunun 1 gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde temerrüt faizi ile birlikte tahsili cihetine gidileceği bildiriminde bulunduğu, bilahare taraflar arasında 20.07.2010 tarihli kredi yapılandırma sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme uyarınca yapılandırma tarihi itibariyle mutabık kalınan 6.666,05 TL alacağın 20.08.2010 tarihinden başlamak üzere 12 taksitle ödeneceğinin kararlaştırıldığı, en son 04.03.2011 yapılan ödeme ile borcun kapatıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak bankanın fazla tahsilat yaptığına hükmolunmuş ise de, bu kabul eksik incelemeye dayalı olup, yeterli araştırma içermemektedir. Zira, davalı bankadan getirtilen tahsilat dekontları esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının bankaya toplam 12.022,48 TL ödeme yaptığı hesaplanmıştır. Ancak, hesaplamaya dahil edilen 04.03.2011 tarih 3.952,48 TL tutarlı dekont banka tarafından gönderilen dekontlar arasında bulunmayıp, bizzat davacı davacı tarafça sunulmuş, mahkemece anılan dekontta belirtilen ödeme ile ilgili bir araştırma yapılmamıştır. Bu itibarla, mahkemece, banka kayıtları da incelenmek suretiyle, davalı tarafça itiraz olunan 04.03.2011 tarih 3.952,48 TL tutarlı dekontta belirtilen ödemenin davacı tarafından yapılan bir ödeme mi, yoksa aynı tarihte yapılan ve itiraza uğramayan 4.840 TL tutarındaki ödemenin asıl alacak, faiz ve BSMV olarak ayrıştırılmasına ilişkin bankacılık işlem dekontu mu olduğunun araştırılması, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.2- Kabule göre de, davacı tarafça fazla ödemenin yapıldığı tarihten itibaren faiz talep edildiği halde, talep aşılarak ilk ödemenin yapıldığı tarihten itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 09.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.