Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2538 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12733 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2013NUMARASI : 2008/152-2013/15Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.02.2013 tarih ve 2008/152-2013/15 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin elinde davalı şirketin 2 adet her biri 100.000 TL itibari değeri 250 hisse karşılığı 25,00 TL'lik birinci tertip A grubu hisse senedi bulunduğunu, şirket yetkilileri yönetim kurulu başkanı sıfatıyla M. R. K. ve başkan yardımcısı sıfatıyla H. B.'a ait imzalarla tasdik edildiğini, her iki hisse senedinde belge numarasını ihtiva eden 16 adet yeni pay alma kuponu ile 1993-2002 yıllarına ait kar payı kuponu olduğunu, başvurularına rağmen gerek kar payı, gerekse yeni pay kuponlarına göre alması gereken paylarını alamadığını, zamanında 50.000 USD ödeyip aldığı hisse senetlerinin bedellerini de alamadığını ileri sürerek hisse senedi bedellerine karşılık ödemiş olduğu 8.000,00 TL, hisse senetlerine ait kar payı kuponlarına karşılık 1.000,00 TL ve yeni pay alma kuponlarına karşılık 1.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL alacağın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ulusal, özel yayın kuruluşu olan Kanal ... Televizyon ve Radyo ...'nin sahibi olan müvekkili şirketin hisselerinin 3984 s. Yasa'nın 29/c md. uyarınca nama yazılı olmak zorunda olduğunu, herhangi bir kişi lehine intifa senedi ihdas edilemeyeceğini, 29/g md. uyarınca özel radyo ve televizyon kuruluşlarının hisse senetlerinin halka arzında 2499 s. Sermaye Piyasası Kanunu'na göre Sermaye Piyasası Kurulu'ndan izin almadan önce üst kurulun onayının alınması gerektiğini, müvekkili şirketin ortaklık yapısının ortaklık pay defterinde belli olduğunu, davacı adına kayıt bulunmadığını, hiçbir dönem müvekkili şirketin ortağı olmayan davacının elinde bulundurduğunu iddia ettiği hisse senedinin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkili şirketin kuruluşundan bu yana hiçbir nakit kar dağıtımı yapmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; 3984 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Yasa'nın 29. md. uyarınca, özel radyo ve yayın kuruluşların hisselerinin nama yazılı olma zorunluluğu bulunmakta ise de, bu yasanın 20.04.1994 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacı elindeki hisse senetlerinin ise 1993 yılına ait olduğu, 3984 s. Yasa'daki kısıtlamaya tabi olmadan çıkarıldığı, bu nedenle hamiline yazılı olması geçerliliğini etkilememekte ise de, hisse senetlerinin çıkarılmasından sonra gerçekleştirilen 20.02.1993 tarihli esas sözleşme değişikliğinin yeni metninde, sermayenin sadece %25'nin nakden ödendiği belirtilmekle, ayrıca senet çıkarılması yönünde alınmış bir karar bulunmamakla, davaya konu hisse senetlerinin bu yönden geçerli bulunmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, hamiline yazılı hisse senedine dayanan alacak istemine ilişkindir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının elinde 2 adet 25.000.000 TL'lik birinci tertip A grubu hisse senedi bulunmasına ve davalı şirkete yaptığı başvurulara rağmen kâr payı ve yeni paylarını alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere hisse senetleri bedelini karşılık 8.000 YTL, kâr payına karşılık 1.000 YTL ve yeni pay alma kuponlarına karşılık 1.000 YTL'nin tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, hisse senetlerinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yukarıda özetlendiği gibi davaya konu hisse senetlerinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemenin davaya konu hisse senetlerinin geçersiz olduğuna ilişkin gerekçesi yerindedir ve geçersiz bir hisse senedini devir alan kimse pay sahipliğini kazanamaz. Ancak geçersiz senetleri devralan kişiler sadece uğradıkları zararın giderilmesini anonim şirketten, yönetim kurulundan ve devredenden isteyebilir. (Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku Poroy/Tekinalp/Çamoğlu güncelleştirilmiş 10. tıpkı basım A.Basım Yayın ve Dağıtım Ltd. Şti. Sah. 633.)Bu durumda, iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle çoğun içinde az da vardır kuralı gereği davada davacının edindiği hisse senetleri nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği kabul edilmek suretiyle değerlendirme yapılarak sonuca varılması gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.