Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 251 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17329 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/09/2010 tarih ve 2010/168-2010/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin ... ilinde herkes tarafından bilinen,saygın firmalar olup, dava dışı ...' in her iki şirketin büyük hissedarı bulunduğunu, davacı şirketlerden ...'nin mobilya alım satımı nedeniyle davalının sahibi olduğu ...'ne borcu bulunduğunu, ancak davalının henüz vadesi gelmeyen borçların ödenmesini istediğini, bu talebi kabul olunmayınca ...'daki ... Odaları ile bir kısım şirketlere gönderdiği faks mesajıyla müvekkili şirketleri borcunu inkar eden şirketler olarak gösterdiğini, davalının bu haksız ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı ile müvekkili şirketlerin ticari itibar ve menfaatlerini zedelendiğini ileri sürerek, TTK.'nun 58. maddesi uyarınca davalının fiilinin haksız olduğunun tespiti ile her bir davacı için 15.000 TL'dan toplam 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,müvekkilinin ...'de işçi olduğunu, bu şirketin kanepe satışından kaynaklanan alacağınının davacı şirketlerce ödenmediğini,müvekkilinin davacıya gözdağı vermek ve bu surette alacağın tahsili amacıyla anılan faksı çektiğini, faksın bilgi içerikli olup, kişilik haklarına saldırı kastı bulunmadığını savunmuştur.Mahkemece, iddia,savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı ... ve ortaklarını iyi bilen ve aynı işi yürüten bir kısım şirketler ile meslek kuruluşlarına çektiği faksın amacının, anılan şirketi rencide etmek ve ticari hayatına zarar vermek olduğu, alacağın tahsilinin olağan yolunun bu şekilde davranmak olmadığı,davalının kasıtlı ve iyi niyet kurallarına aykırı eylemi haksız ve kusurlu olduğundan manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davacı ... tarafından açılan davanın kabulü ile davalının çektiği faks içeriğinin hukuka aykırı olduğunun tespitine,davalının tazminat ödetilmesi talebinin yerine BK'nun 49.maddesi uyarınca taktiren kınanmasına, kararın gazetede ilanına, faks metninde ismi geçmeyen davacı ...'nin davasının reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı .... vekili ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava 6762 sayılı TTK'nun 56. vd maddelerine göre haksız rekabetin tespiti ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğu kabul edildiğine göre, hükmolunacak manevi tazminatın TTK'nun 58. maddesi gözetilerek belirlenmesi gerekir. Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nun 58/e bendine göre, haksız rekabet halinde 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde gösterilen şartlar mevcutsa manevi tazminata hükmedilir. Dolayısıyla hükmolunacak manevi tazminatın hukuki dayanağını TTK'nun 58/e bendi oluşturmakta olup,hakim bu madde uyarınca manevi tazminata karar verirken Borçlar Kanunu'nun 49. maddesindeki şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması koşulunu gözönüne alacaktır. Mahkemece davalının haksız eylem sonucunda söz konusu koşulun gerçekleştiği kanaatine varıldığına göre, TTK'nun 58/e bendi ve davacının talebi dikkate alınmak suretiyle manevi tazminatın para olarak tazmini şeklinde takdiri gerekirken, anılan maddenin atıf yaptığı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesindeki diğer tazmin yöntemi olan tecavüzün kınanması şeklinde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararı bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı ....'ne iadesine, alınmadığı anlaşılan 24,30 TL temyiz ilam harcının davacılardan ...'den alınmasına, 09/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.