MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 15/11/2012NUMARASI : 2012/214-2012/219Taraflar arasında görülen davada İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.11.2012 tarih ve 2012/214-2012/219 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada, müvekkili şirketin "27.07.2010 tarihli 2010 yılı Tedarikçi Firma Sözleşmesi" hükümleri dahilinde yaptığı iş karşılığı düzenlenen 08.08.2010 tarihli, 41.577,00 TL meblağlı, 15.08.2010 tarihli, 23.065,00 TL meblağlı ve 23.08.2010 tarihli, 27.580,00 TL meblağlı üç adet fatura davalı şirkete tebliğ edilerek, itirazsız kesinleşmiş olduğunu, her üç faturada belirli toplam 92.222,00 TL alacağın sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ödenmemesi üzerine, fatura bedellerine mahsuben muhtelif tarihlerde yapılan 31.500,00 TL ödeme mahsup edilerek, 60.722,00 TL bakiye fatura alacağının tahsili istemiyle borçlu şirket hakkında anılan faturalar mesnet gösterilerek İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2010/13878 Esas sayılı dosyasından icra takibine girişilmiş olduğunu, davalının icra dairesinin yetkisine ve borcun 32.138,77 TL’lik kısmına da itirazda bulunduğunu, bunun üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına davalı aleyhine %40 icra inkâr tazminatı yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davaların reddine karar verilerek davalının %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili asıl davada müvekkili şirket borcun tamamına değil sadece 32.138,77 TL’lik kısmına itirazda bulunmuş olduğunu, bunun nedeninin ise davacı şirket tarafından sözleşme hükümlerinde ver alan belgelerden yoksun eksik fatura göndermesi ve yine davacı şirket tarafından sözleşme hükümlerine uyulmayarak hatalı ve kütü hizmet vermesi neticesinde yapılan müşteri şikayetlerinden ötürü, asıl iş sahibi (İngiliz şirketi) tarafından yapılan kesintilerin davacı şirket hak edişlerinden (iade faturaları ile) mahsup edilecek olması olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş; birleşen davalarda, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ederek asıl iş sahibinin yaptığı kesintilerin davalıya rücu edileceğinin sözleşmede belirtildiğini, sözleşmenin 5, 6, 11, 13, 18, 19 ve 21. maddelerindeki davalının yükümlülüğü sebebi ile itirazın iptaline, % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen 04/05/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre, asıl dava davacısının dava ve takip tarihi itibariyle 60.722,00 TL asıl alacağının bulunduğunu, daha sonra bir takım ödemelerde bulunulduğunu, dava tarihi itibariyle 30.722,00 TL asıl alacağının kaldığını beyan ettiği; birleşen icra takip dosyalarındaki alacağın ise mevcut olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13878 Esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazının 30.722,00 asıl alacak için iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 16 oranını aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına, borçlu itirazında haksız olduğu anlaşıldığından İİK’nın 67. maddesi gereğince talepte nazara alınarak hükmolunan alacak olan 30.722,00 TL’nin % 40’ı oranında hesaplanan 12.288,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının takibinde kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından şartları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine; birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Asıl dava, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden doğan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup; birleşen davalar ise üst taşıyan konumundaki davacı B. Y. Tic. Ltd. Şti. tarafından dava dışı taşıtanın kendi ücretinden yaptığı kesintilerin alt taşıyıcıdan tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Taraflar arasındaki tedarikçi firma sözleşmesinin 5, 6, 11, 13, 18, 19. ve 21.maddelerine göre, taşıtanın yapmış olduğu kesintilerden dolayı fiili taşıyıcıya rücu edileceği kararlaştırılmıştır. Birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. bu çerçevede dosyaya sunduğu tutanakta bir kısım taşımaların hiç yapılmadığını, bir kısım taşımaların eksik ve gecikmeli yapıldığını ileri sürmüş, buna ilişkin kendi akidi dava dışı İngiliz şirketi tarafından yapıldığını ileri sürdüğü kesintileri iade faturası olarak yansıtarak fiili taşıyıcıya göndermiş ve ödenmemesi üzerine birleşen davalarda davalı olan Metrolya Tur. Tic. Ltd. Şti’ye karşı icra takiplerinde bulunmuştur. Şu halde davalı Metrolya Tur. Tic. Ltd. Şti’nin sorumlu olup olmadığının tespiti bakımından davacı B. Y. Tic. Ltd. Şti’nin İngiliz firması ile olan ilişkinin de incelenmesi ve gerçekten ileri sürüldüğü gibi eksik ve gecikmeli taşımalar nedeniyle davacı B. Y. Tic. Ltd. Şti. istihkakından herhangi bir kesinti yapıldığının belirlenmesi halinde taraflar arasındaki sözleşmeye göre bu yolda yapılan kesintilerin birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti.’nce fiili taşıyıcı olan davalıya rücu edebileceğinin kabulü gerekir. Ancak ne var ki, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sırasında sadece taraflar arasındaki taşıma ilişkisi çerçevesinde değerlendirme yapılmış olup, B. Y. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı taşıtan arasındaki ilişkinin ve yapılmışsa taşıtan tarafından yapıldığı ileri sürülen indirimlerin ne şekilde yapıldığı, birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti'nin ticari defterlerine yansıtılıp yansıtılmadığı hususları yeterince incelenmediği gibi, mahkemece bu nitelikte bir incelemenin hangi sebeplerle gerekli görülmediği de gerekçelendirilmemiştir. Tüm bu hususlar nazara alınarak gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve sonucuna göre asıl ve birleşen davalar bakımından tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olup olmadıklarının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. yararına kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle, asıl davada davalı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle, birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın birleşen davada davacı olan B. Y. Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.