MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2011/243-2013/135Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/03/2013 tarih ve 2011/243-2013/135 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan çek hesabı açma talebi olmadığı halde, 3. kişilere davacı adına çek koçanı verildiğini, müvekkilinin icra takibi ve ceza davalarına maruz kaldığını, çek alacaklısı sıfatıyla meçhul kişilerce evinin arandığını, aile bireyleri ile arasının bozulduğunu, müvekkilinin davalı bankanın Pendik Şubesi'nde aktif olmayan hesabı bulunduğundan davalının imza ve kimlik karşılaştırması yapması mümkün iken yapmadığını, sahte kimlikli kişilere çek karnesi veren davalının ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, 3.000 TL maddi, 47.000 TL manevi tazminatın çek hesabı açma tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, bankaya izafe edilecek bir kusur bulunmadığını, davacının kimlik bilgilerini saklarken gerekli özeni göstermediğini, talebin de fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, bankaların çek hesabı açacakları müşterileri ile ilgili gerekli araştırmayı yapmak ve gerekli özeni göstermek zorunda oldukları, müşterinin ticari ikametgahının mutlaka ziyaret edilmesi gerektiği, banka tarafından düzenlenen istihbarat raporuna dosya arasında rastlanmadığı, gelişen süreçte bankanın kusurlu olduğu, davacının maddi zarar talebiyle ilgili somut bilgi ve belge bulunmadığı, ancak açılan ceza ve menfi tespit davaları süreçlerinde kendisi ve ailesinin sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiği gerekçesiyle, maddi tazminata ilişkin istemin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000 TL'nin ceza dosyasındaki infaz tarihi olan 10.12.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, sahte belgelerle davacı adına çek karnesi alındığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı vekilince süresinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunulmuş ve mahkemece davalının zamanaşımı def'inin hükümle birlikte karara bağlanmasına karar verilmiş ise de, bu husus tartışılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle ileri sürülen zamanaşımı def'inin yerinde olup olmadığı incelenerek, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, ileri sürülen bu husus üzerinde durulmadan uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.