Taraflar arasında görülen davada (Çine Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 24.2.2003 tarih ve 2001/326-2003/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili sigorta tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı meşrubat emtiasının, davalıların maliki ve sürücü olduğu araç ile taşınırken tek taraflı olarak meydana gelen kazada hasarlanması üzerine müvekkilinin sigortalısına 330.834.898 lira ödeme bulunduğunu, bu meblağın temerrüt faiziyle birlikte rücuen tahsili için başlatılan takibin davalıların haksız itirazları üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı Ergün vekili ile diğer davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, emtianın kaza sonrası gönderilene teslim edildiği, davacının TTK.nun 788. madde hükmü uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırmadığı, ekpertiz incelemesi de yapılmadığı, bu durumda eşyanın hasarlı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karan, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı tazminat alacağının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece TTK.nun 788. madde hükmü uyarınca, hasarın, eşyanın kabulünden önce bilirkişi incelemesi ile tesbit ettirilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, trafik kaza tesbit tutanağı ve fotoğraflar ile kazanın ve hasarın varlığı sabit olup, bu husus esasen çekişmesizdir. Mallar hasarlı olarak gönderilene teslim edilmiş olup, bu durum taşıyıcının temsilcisi olan sürücünün katılımı ile düzenlenen tutanak ile de sabittir. Hasarın tesbiti ve bunun bildirimi gerçekleşmiştir. Somut olayda, eşyanın kayıtsız, şartsız kabulü değil, hasarlı olarak teslimi söz konusudur. Nitekim teslim, eşyanın mevcut hali ile somut olayda olduğu gibi hasarlı hali ile alınmasıdır. Kabul ise, çekince ileri sürülmeksizin varış yerinde ve sözleşmeyi sona erdirecek şekilde gönderilen tarafından eşyanın alınması ile gerçekleşir. TTK.nun 788. madde hükmünde, eşyanın kayıtsız şartsız kabulünden söz edilmiştir. Bu durumda, dava hakkının düştüğüne kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın miktar bakımından esasına girilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA) ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.3.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.