MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2011NUMARASI : 2004/10-2011/440Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/12/2011 tarih ve 2004/10-2011/440 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.02.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. T.. ile davalı vekili Av. Y. A. Ö. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili arasında 16.07.1998 tarihli "Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi" imzalandığını, müvekkilinin davalı ile yaptığı anlaşmanın ana konusu olan O. Air firması uçaklarının Suudi Arabistan'a hac ve umre için yolcu taşımasında gerek Suudi Hava Meydanlarına iniş müsaadesi almak ve gerekse Suudi Havayolları ile tanıştırarak Suudi Havayollarına kiralanması konusunda üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, müvekkilinin verdiği bu danışmanlık hizmetleri sonucunda davalı O. Air firması uçaklarının 1998-1999 döneminden itibaren Suudi Arabistan'a umre ve hac yolcusu taşımaya başladığını, davalı şirketin sözleşme konusu olan Hac/Umre yolcu taşıma işini ve gelirini müvekkili firmanın sözleşme gereği sağladığı danışmanlık hizmetleri ve gayretli çalışmaları sonucu yaptığı anlaşmalar ile elde etmesine rağmen sözleşme uyarınca ödemede bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davada 101.000 ABD Dolarının 01.09.2003 tarihinden itibaren uygulanacak faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında yapılan ıslah ile dava değerini 1.180.804 ABD Doları arttırarak 1.281.894 ABD Dolarının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında imzalanan herhangi bir sözleşme olmadığı gibi davacının dayandığı belgelerde müvekkili şirketi bağlayan usulüne uygun imzalar bulunmadığını, davacının dayandığı protokollerin geçerli olduğu kabul edilse bile davacının protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili şirket için Suudi Arabistan'a iniş izni alamadığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan ücret alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirkete hac/umre uçuşları ve tarifeli uçuşlar için Suudi Arabistan Krallığı'na iniş izni almak ediminin gerçekleşmediği, davalı şirketin iniş izni almamakla birlikte Suudi Arabistan Havayollarına kendi uçaklarını kiraladığı, hac/umre taşımacılığının da kiralanan bu uçaklarla fakat Suudi Arabistan Havayolları tarafından yapıldığı, bununla ilgili olarak taraflar arasında bağıtlanan mutabakat anlaşmasında bir hüküm bulunmadığı gibi uçak kiralamasında davacının katkısı bulunduğunun da kanıtlanamadığı, sonuç olarak davacının 16.07.1998 tarihli mutabakat anlaşması ile üzerine düşen asıl edimi yerine getirmediği, davalının sadece 1999 yılında umreye giderek hac mevsiminde de Suudi Arabistan'da kalan yolcuların geri getirilmesi için Suudi Arabistan Havayolları ile bir anlaşma yaptığı, bu taşıma işinde davacının katkısının bulunmadığı gibi mutabakat kapsamında da belirtilmediği, bu itibarla sözleşmede öngörülen izin alma koşulu gerçekleşmediğinden davacının davalıdan alacak isteminde bulunamayacağı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taraflar arasında kurulan akdi ilişkiye dayalı olarak davalıya verilen hizmetlerden dolayı sözleşmede kararlaştırılan bedelin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 16.07.1998 tarihli Mutabakat Anlaşması ile davacı, davalıya karşı hac ve umre uçuşları ile tarifeli uçuşlar için Suudi Arabistan Krallığına iniş izni almak, bu uçuşlar için yer destek hizmetlerini sağlamak, bu hizmetleri yerine getirebilmek için Suudi Arabistan firması olan A-L Trading Est.firmasını davalı O. Air firmasıyla tanıştırmak ve bu firma ile davalı arasında bir anlaşma yapılabilmesi için O. Air firmasına danışmanlık hizmeti verme hususlarını üstlenmiş olup, aynı tarihte davacının da katılımı ile davalı O. Air ile dava dışı A.-L. Trading Est. arasında davacı ile davalı arasında yapılan anlaşmadaki hususların gerçekleştirilmesine yönelik olarak Mutabakat Anlaşması yapılmıştır. Taraflar ve dava dışı A-L şirketi temsilcileri arasında 22.10.1999 tarihinde yapılan toplantıya ilişkin olarak düzenlenen Toplantı Tutanağında da aralarında yapılan 16.07.1998 tarihli anlaşmaların geçerli olduğu belirtilmiş olup, tutanakta A-L'nın O. Air'in Suudi Havayollarına uçak kiralaması ile ilgili hususlara ilişkin olarak da kararlar alındığı görülmüştür. Bu durumda, söz konusu anlaşmalar ile taraflar arasında ve dava dışı A-L firması ile davalı arasında ticari bir ilişkinin kurulduğu hususu ihtilafsızdır. Buna göre davacının davalıya karşı üstlendiği edim, sadece Suudi Arabistan'a iniş izni almak değil, davalının A-L firması ile de anlaşmasını sağlamak olup, söz konusu anlaşma imzalandığı gibi 22.10.1999 tarihinde yapılan toplantıda da bu anlaşmaların geçerliliği kabul edilmiştir.Mahkemece, davalı şirkete hac/umre uçuşları ve tarifeli uçuşlar için Suudi Arabistan Krallığı'na iniş izni almak ediminin gerçekleşmediği, uçak kiralamasında da davacının katkısının bulunduğunun kanıtlanamadığı, sözleşmelerin tek amacının iniş izni alınmasına yönelik olup, bu iznin de alınamaması nedeniyle davacının hiçbir ücret talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı temyizinde, dava dışı A-L firması ile davalı O. Air arasında imzalanan 16.07.1998 tarihli sözleşmeden kaynaklanan davacısı A-L olan bir davanın mevcut olup, açılan davanın bu dava ile irtibatlı olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda işbu davayı etkileyeceği iddia edilen söz konusu davanın, eldeki bu davaya ve davacının iddia ettiği hak ve alacaklarına etkisinin tartışılarak değerlendirilmesi gerektiğinden anılan husus üzerinde durulması gerekmektedir. Yine dosya kapsamından davalının, 1999 yılında hacıların taşınması için dava dışı A-L'nın vekaleti ile bir anlaşma yaptığı, davalının yaptığı bu iş bağlantısı nedeniyle davacının alacak iddiasında bulunabileceği, davacının bu işten dolayı 78.314 ABD Dolarına hak kazandığı ikinci bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen A-L'nın vekaleti ile gerçekleşen bu taşımadan dolayı davacının hak ettiği ücrete karar verilmemesi de doğru görülmemiştir. Ayrıca, tacir olan davacının yapılmasına aracılık ettiği veya yapılmasını sağladığı sözleşme ve hizmetlerin karşılığı olarak münasip bir ücreti talep etmesi yasal hakkı olup, sözleşmede belirtilen iniş iznini alamadığı kabul edilmiş olsa da davacının, davalı şirketi A-L firmasına tanıtarak davalının Suudi Havayolları ile ilişki kurmasının sağlandığı iddiası üzerinde durularak sonucuna göre bu iddianın kanıtlanması halinde davacının bu hizmetler karşılığı münasip bir ücret isteme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davalı ile dava dışı A-L arasında görülen dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, sonucuna göre davalı ile dava dışı anılan firma arasındaki ilişkinin bu davaya etkisinin değerlendirilerek davacının, davalıdan varsa sözleşme uyarınca talep edebileceği haklarının tespit edilmesi, yapılacak inceleme sonucu davacının sözleşmeye konu bedelin tümünü talep etme hakkının doğmadığı sonucuna varılsa bile bu kez davalının, A-L aracılığıyla yaptığı 1999 yılındaki taşımadan dolayı davacının hak ettiği ücrete karar verilmesi gerektiği gibi davalı ile Suudi Arabistan Havayolları arasındaki uçak kiralama sözleşmelerinin dava dışı A-L'nın davalıyı Suudi Havayollarına tanıtması sonucu akdedilmiş olup olmadığı hususu üzerinde durularak, gerçekleştirilen tanıtım sonucu akdedildiği kanaatine varılması halinde davacının bu nedenle isteyebileceği ücretin de tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken, tüm bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.