MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/09/2013 tarih ve 2008/258-2013/402 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalılardan .... müdürü asil ... ve .... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından nakliyat sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan emtianın davalı şirketin taşıyan, diğer davalının ise sürücüsü olduğu araç ile taşınması sırasında meydana gelen kaza sonucu hasarlandığını, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, oluşan hasardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, 381.584,25 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, hasarın iddia edildiği gibi bir kaza sonucu meydana gelmediğini, aracın yolda arızalanması sonucu başka bir araca yükün nakledildiğini, hasarın da bu sırada meydana geldiğini savunmuş, davanın reddini istemiştir.Davalı Murat vekili, yoldaki bozukluk nedeniyle aracın direksiyon hakimiyetinin kaybedildiğini, müvekkiline atfedilecek bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin taşıyıcı olarak sağlam teslim aldığı malı, yine sağlam bir şekilde alıcısına teslim ile yükümlü olduğu, emtianın araca yüklenmesinde bir hata var ise buna davalının taşıyıcı olarak karşı çıkması gerektiği, dosya kapsamında davalının bu şekilde bir itirazının mevcut olmadığı, dolayısı ile meydana gelen hasardan davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kabulüne, 381.585,25 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, taşıma emtia sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, mobilya imalatında kullanılmak üzere yurtdışından getirilen ve belli bir sistemin parçası olan 7.380 kg ağırlığındaki emtia .... Gümrüğünden davalı taşıyıcı tarafından teslim alınmış ve dosya içindeki kaza tesbit tutanağına göre sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu emtia araçtan düşerek hasarlanmıştır.Davalı taraf, emtianın kamyona ambalajsız yüklendiğini ve araç kasasına sabitlenmediğini, bu nedenle emtianın kayarak hasarın meydana geldiğini ve kamyondan vinç ile makinenin başka bir kamyona yüklenmesi sırasında hasarın arttığını, sorumluluğun yüklemeyi yapanda olduğunu savunmuş olup, emtianın kamyona ambalajsız ve aparatsız olarak yüklendiği gümrük müdürlüğünün 30.06.2009 tarihli yazısından ve dosya içindeki olay sırasında çekilen fotoğraflardan anlaşılmakta ise de, yüklemenin kim tarafından yapıldığı dosya içinden anlaşılamamaktadır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 781/1. maddesi hükmü uyarınca, taşıyıcı, emtiayı teslim aldığı andan gönderilene teslim edildiği ana kadar oluşacak tüm zarardan sorumlu olup, anılan maddenin ikinci fıkrasında sayılan durumların ispatı halinde taşıyıcı sorumluluktan kurtulabilir. Dava konusu emtia ambalajsız ve sabitlenmeden kamyona yüklenmiş olup, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, yükleme ve istifleme gönderene ait olsa dahi, yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekir. Buna uymayan ve sonuçta taşımayı üstlenen taşıyıcı, en azından müterafik kusurlu kabul edilmelidir. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli olmayıp, ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda da kusurlu olmadığını kanıtlaması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, yükleme ve istiflemenin davalı taşıyıcı tarafından yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve şayet davalı tarafından yapılmadığının anlaşılması halinde davalı taşıyıcının yükleme ve istiflemeye nezaret yükümlülüğünü ihlal etmesinin davalı için tam kusur olarak değil müterafik kusur olarak değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınan makinede meydana gelen hasar bedelinin belirlenmesi yönünde ekspertiz raporuna atıf yapılmış ve ekspertiz raporunda da makinenin hasarlı hali ile alıcı bulunamadığından sovtaj indirimi yapılmadığı belirtilmiştir. Oysa, hasarlı hali ile makineye alıcı bulunamaması hasarlı makinenin hurda değerinin olmadığı anlamına gelmez. Bu itibarla, mahkemece, taşımaya konu makinenin hasarlı halinin değerinin belirlenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.