MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/06/2014 tarih ve 2014/241-2014/185 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya taşımacılık hizmeti karşılığında peşin olarak iki adet toplam 28.000,00 TL değerinde çek keşide ettiğini, ancak davalının taşıma hizmetini süresinde vermediği için çeklerin bedelsiz kaldığını, çeklerin iadesi için keşide ettikleri ihtarnamenin bila tebliğ iade döndüğünü ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, çeklerin iptalini ve müvekkiline iadesini, müvekkilinin çek bedellerini 3. kişilere ödemesi durumunda davanın istirdat davası olarak görülmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre davanın bedelsiz çekin iptali adı altında açıldığı, zayi hususunun belirtilmediği, çeklerin taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden dolayı keşide edildiği, davacının netice-i talebinin çek iptali davası olmayıp ayrı bir eda davasına konu olacağı, çek iptali davasının hasımsız olarak açılması gerektiği, dava dilekçesinin HMK'ya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalının taraflar arasındaki sözleşme edimini yerine getirmemesi nedeniyle davacının vermiş olduğu çeklerin istirdad ve borçlu olmadığının tespiti davasıdır. Mahkemece, dava dilekçesi tebliğ edilmeden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava mahkemenin nitelendirdiği gibi hasımsız açılması gereken çek iptali davası olmayıp bedelsiz kalan çeklerin istirdatı ve menfi tespit istemine ilişkindir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddi doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinin davalıya tebliği yapılmaksızın dosya üzerinden tensiben karar verilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.