Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2381 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11592 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2012NUMARASI : 2011/89-2012/105Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/05/2012 tarih ve 2011/89-2012/105 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.02.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M. K. ile davalı vekili Av. S.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının müvekkilinin yurt dışından yasal mevzuata uygun olarak ithal ettiği orijinal spor ayakkabılar üzerine bir çok kez taklit olduğu iddiasıyla aldırdığı tedbir kararı uyarınca malların piyasaya arzını engellediğini, sözkonusu tedbir kararı kaldırılıncaya kadar müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının müvekkilinin ithal ettiği ürünleri sahtelik iddiasıyla kötüleyerek iktisadi rekabeti suiistimal ettiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, haksız rekabet ve haksız tedbir sonucu doğan şimdilik 110.000,00 TL maddi zararın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, sahtelik iddiası nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının sarsılması nedeniyle 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının haksız rekabete uğramasının sözkonusu olmadığını, davaların müvekkilinin hak arama özgürlüğü çerçevesinde açıldığını, iktisadi rekebetin suistimalinin söz edilemeyeceğini, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalının süreklilik arz eden eylemlerinin iyi niyet ve serbest rekabet kural ve koşulları dışında haksız bir fiil olarak değerlendirildiği, davalının fiilinin haksız rekabet koşullarını taşıdığı, ayrıca bu fiil ile davacının ticari itibarının da zedelendiği,bankalardan kullanılan krediler yönünden yapılan istemin ise davalının fiili ile doğrudan bağlantılı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, haksız rekabetin tespiti,önlenmesi, haksız rekabet ve haksız tedbir sonucu doğan maddi ve manevi tazminatın tahsili ve hükmün ilanı istemine ilişkin olup, mahkemece davalı vekilinin zamanaşımı defi hakkında denetlenebilir bir gerekçe ile olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğrudan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.