Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2371 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17447 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/03/2014 tarih ve 2011/278-2014/88 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekilleri asıl ve birleşen davada, müvekkilleri tarafından sigortalı bulunan ....'ye ait makine emtiasının Bremen'den Gemlik Limanı'na ve oradan da Kütahya'ya taşınması işinin davalı nakliye firmalarınca üstlenildiğini, 31/05/2010 tarihli konişmento tahtında .... gemisi ile Gemlik Limanı'na taşınan emtia, varış limanına 19/06/2010 tarihinde yapılan tahliyede hasarlı görülerek kargo zaptının tanzim edildiğini ileri sürerek, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşımaya esas konişmentonun 20. maddesine yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan yazılı şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu gerekçesi ile yetkili mahkemenin Almanya mahkemeleri olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.Asıl ve birleşen dava, sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. HUMK’nın 9. maddesinde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her davanın davalının ikametgahında görüleceği, 10. maddesinde, sözleşmenin yapıldığı veya yerine getirileceği yer mahkemesinde de davanın görüleceği, 22. maddesinde ise, kamu düzenine ilişkin olmayan hallerde tarafların yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri düzenlenmiştir. MÖHUK’nın 47. maddesinde de yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşabilecekleri düzenlenmiştir. Ancak, yetki sözleşmesi düzenlenirken, yetkili mahkemenin somut olarak belirlenmesi, en azından belirlenebilir olması gerekmektedir. Somut olayda, konşimentoda, uyuşmazlıkların Alman Federal Cumhuriyeti'nde ve bu ülkenin kanunlarına göre çözümleneceği belirtilmiş olup, yetki sözleşmesinde somut bir mahkemenin belirlenmemiş olması, daha doğru bir deyişle yetki sözleşmesinin yetkili mahkemenin belirlenmesine imkan verecek bilgileri içermemiş olması nedeniyle geçersiz olması karşısında, mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.