MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.02.2015 tarih ve 2013/354-2015/73 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin....'da çalıştığı dönemde davalı bankanın ... Kurumsal Şubesinde.... numaralı hesabı açtığını,... Kargo tarafından bu hesabın üzerinde tasarruf yetkisi vermeye zorlandığını, ancak müvekkilinin iş sözleşmesi.. Kargo tarafından 05/06/2012 tarihinde haksız surette feshedilerek işten çıkarıldığını, müvekkilinin azilname düzenleyerek, vekaletname ile .... Kargo'ya verdiği banka hesabı üzerindeki tüm yetkilerini geri aldığını, bu azilnameyi ... nezdindeki hesapta tasarruf yapmasın diye davalı ...'a da ilettiğini, azilnamenin 05/06/2012 tarihinde saat 15.00 civarında elden bankaya ulaştırdığını, ancak bankanın bu anda müvekkilini beklettiğini,... Kargo'ya haber vererek gelip hesap üzerinde tasarruf etme fırsatı tanıdığını, müvekkilinin azil dilekçesini gecikmeli olarak işleme koyduğunu, azilnamenin gecikmeli de olsa bankaya ulaştığı anda banka hesabında en az 10.000 TL olduğunun banka hesabı ekstresinin celbi ile anlaşılacağını, davalı bankanın müvekkilinin hesabında yetkisiz olduğunu bildiği halde.. Kargo'nun tasarruf yapmasına izin verdiğini ve banka hesabındaki parayı... Kargo'ya ödediklerini beyanla, davacı belirsiz alacak davası olarak nitelikte davada; davacı belirsiz alacak davası olarak nitelendiridiği davada şimdilik 10.000 TL alacağın davalıdan 05/06/2012 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 27.01.2015 tarihinde 59.572,44 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, davaya konu işlemin 05/06/2012 tarihinde gerçekleştiğini, davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacının hesabında meydana gelen dava konusu işlemi banka hesabını sorguladığında öğrendiğini dava dilekçesi ile ikrar ettiğini, banka hesabı sorgulandığında dava konusu işlemin miktarı ve mahiyetinin net ve likit olarak görüldüğünü, davacının davasını ikame ettiği tarihte alacağın miktarını net ve kesin olarak bildiğini, belirsiz alacak davası şeklinde bu davanın açılamayacağını, azilname ulaştıktan sonra işlem yapılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafından düzenlenen azilname 05/06/2012 tarihinde şubeye ulaştığı halde ihbar olunan...Kargo'ya 06/06/2012 tarihinde havale yapılmış olduğu, davacının hesabından havale yapılan miktar davacı banka tarafından gönderilen eksterelerde mevcut olup, bu miktar üzerinden davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ibraz edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, Bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.1- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 4/f maddesinde "Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava" olduğu, Yasa'nın 5/1 maddesinde "Aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli" bulunduğu, 6100 sayılı HMK 114/c maddesinde "mahkemenin görevli olması"nın dava şartı olarak öngörüldüğü HMK 115/2 maddesinde de "mahkemenin, dava şartı noksanlığını tesbit etmesi durumunda davanın usulden reddine" karar vereceği düzenlenmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasındaki Bankacılık işleminde kaynaklanmakta olup, Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanında bulunduğundan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.2- Bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle kararın resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.