MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/10/2010 tarih ve 2010/513-2010/625 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin 09.09.2009 tarihinde davalı tarafından sigortalanan araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, davalının söz konusu poliçe nedeniyle sorumluluğu bulunduğundan aleyhine icra takibi başlattıklarını, asıl borcu ödeyen davalının feriler yönünden takibe itiraz ettiğini, bu itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın icra takibi öncesinde müvekkiline başvurmadığını, ödeme emrinin tebliği ile kazadan haberdar olan müvekkilinin yasal süresi içinde sigorta bedelini ödediğini, müvekkilinin bunun dışında bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar tarafından murisleri ...'in ölümü nedeniyle davalı şirket aleyhinde ferdi kaza koltuk poliçesine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin sigorta şirketine 03.05.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine davalının 06.05.2010 tarihinde asıl alacak miktarını icra dosyasına ödediği, ancak ferileri yönünden takibe itiraz edildiği, davacı tarafın davalı şirkete herhangi bir ihbar veya bildirimde bulunmadan doğrudan doğruya aleyhine icra takibinde bulunduğu, düzenlenen poliçenin genel şartlarının B.5 maddesinde, sigorta tazminatının, belgelerin şirkete iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü içerisinde ödeneceğinin, aksi halde sigortacının temerrüde düşmüş sayılacağının belirtildiği, buna göre takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmediği, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden sonra takibe konu borcunu tamamen ödediği, davalının herhangi bir kusurlu davranışı sonucu icra takibinde bulunulmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.