Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2316 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12254 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SİLİFKE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) TARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2009/145-2013/385Taraflar arasında görülen davada Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/05/2013 tarih ve 2009/145-2013/385 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin hissedarı bulunduğu davalı şirketin 25.01.2009 tarihli 2007-2008 olağan genel kurul toplantısına ilişkin gündem ekli davetiye gönderildiğini, toplantının 01.02.2009 tarihinde yapıldığını, müvekkilin yokluğundan istifade edilerek gündeme ek yapılmak suretiyle genel kurul toplantısında 2-B , 4 ve 6. maddeleriyle hukuka aykırı kararlar alındığını, yine genel kurulu toplantısında alınan 8. maddenin bir kısmının hukuka aykırı olduğunu, 8. maddedeki ibarenin olağan genel kurul toplantısından sonra alınan 19.02.2009 tarihli yönetim kurulu karararına da aynen yansıtıldığını ileri sürerek, 01.02.2009 tarihli genel kurul tutanağının 2-B, 4 ve 6. maddelerinin tamamının, genel kurul tutanağının 8. maddesindeki bir kısım ibarenin ve 10.02.2009 tarihli yönetim kurulu kararının 5. paragrafında yer alan ibarenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, genel kurul toplantısına davette belirtilen 25.01.2009 tarihinde değil de 01.02.2009 tarihinde yapıldığı, gündemle bağlılık ilkesinin ihlal edilerek gündemde olmayan ek maddeler konulup görüşüldüğü, karara bağlanan 2-B, 4 ve 6. maddelerinin hukuken geçerli olmadığı, 8. madde yönünden iptaline ilişkin hukuki bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 01.02.2009 tarihli genel kurulunda alınan 2-B, 4 ve 6. maddelerinin iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Ancak, davacı vekili, 25.01.2009 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin gündem ekli davetiyenin gönderildiğini, buna rağmen toplantının müvekkilinin bilgisi dışında 01.02.2009 tarihinde yapıldığı gibi, gündeme ek yapılarak kararlar alındığını ileri sürmektedir. Davalı taraf, 25.01.2009 tarihli genel kurul toplantı çağrısı dışında 01.02.2009 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve mahalli gazetede ilan yapıldığına dair ilan belgeleri ile hissedarlara taahütlü mektup tebliğ edildiğine ilişkin davetiye gönderme listesi sunmuştur. Bu durumda, mahkemece, genel kurul toplantısının 25.01.2009 olarak davette belirtilmesine rağmen 01.02.2009 tarihinde yapılmasının usulsüz olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Ayrıca, mahkemece, 01.02.2009 tarihli genel kurul toplantısındaki 2-B ve 4. maddelerinin iptaline karar verilmiş ise de, toplantı tutanağının 2-B ve 4. maddelerinin şirkete ait senetlerin müdürlük yapan davacıdan geri alınmasına ilişkin tekliften ibaret olup, toplantıda bu hususta alınmış bir karar bulunmadığından mahkemece genel kurul toplantı tutanağının 2/B ve 4. maddelerinin iptaline karar verilmesi de doğru olmamıştır. Yine, mahkemece genel kurul toplantı tutanağının 6 maddesinin gündeme aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ise de, gerek 25.01.2009 gerekse 01.02.2009 tarihli toplantı davet metni birbirinin aynısı olup, her ikisinde de gündemin 6. maddesinde yönetim kurulunun ibrası bulunmakla, eski yönetim kurulu üyesi olan davacının ibra edilmeyip, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verilmesine ilişkin söz konusu kararın gündeme aykırı olduğu bu nedenle iptali gerektiği gerekçesi de yerinde değildir. Bu durumda, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.