Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 228 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15209 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/02/2012 tarih ve 2007/442-2012/99 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkil şirkete ait bulunan depodan 29.3.2007 günü meydana gelen hırsızlık olayı sonucu 50.000 YTL değerinde aliminyum malzemelerinin çalındığını, olayın saat 20.00 civarında iş yerinin kapalı olduğu sırada meydana geldiğini, müvekkil şirket yetkilileri iş yerini kapatırken kapıyı kilitleyip kepenkleri indirdiğini ve asmalı kilit ile kitlemiş olduğunu, sitenin güvenliğini sağlamakla görevli olan davalı güvenlik şirketinin elemanlarının saatler süren hırsızlık eylemine müdahale etmemiş olduğunu ve hırsızlığı önleyemediğini , davalılardan .... sözleşme ile taahhüt ettiği güvenlik hizmetini yerine getirmediğinden diğer davalı kooperatifin ise sitenin güvenliğini sağlaması için görevlendirilen güvenlik şirketinin seçiminde ve denetlenmesimde ihmali bulunduğundana dolayı sorumlu olduğunu belirterek müvekkilinin uğradığı zararlardan fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000 YTL sinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkilinle verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Koop. vekili, .... Sanayii Sitesinin güvenliğini sağlamak için güvenlik şirketi olan diğer davalı ile bir özel güvenlik ve koruma hizmet sözleşmesi imzalandığını, adı geçen şirketin Türkiye'nin sayılı güvenlik şirketlerinden biri olduğunu, müvekkilinin bu şirketi gerekli araştırmalar sonunda seçip sitenin güvenliğini ona teslim ettiğini devamlı olarak da kontrol etmekte olduğunu ve şirket yetkililerini yönetim kurulu toplantılarında çağırarak bilgi aldığını müvekkilinin üzerine düşen görevini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalılar arasındaki ihtilaf ın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 2 ve 3. maddelerine ilişkin olup, somut olayda 4077 Sayılı yasanın uygulanması gerektiği gerekçesiyle, dava dilekçesinin işbölümü nedeni ile reddine, dosyanın Nöbetçi .... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştirKarar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacının işyerindeki hırsızlık neticesinde oluşan zararının tazmini amacıyla, işyerinin bulunduğu sanayi sitesi kooperatifi ve bu sanayi sitesinin özel güvenlik hizmetlerini yerine getirmeyi taahhüt eden güvenlik şirketi aleyhine açılmış olup, mahkemece ihtilafın Tüketici Yasası kapsamında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa 6762 sayılı TTK'nın 4. maddesi kapsamında, Ticaret Mahkemesi davaya bakmakla görevli olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Tüketici Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve ayrıca davanın açıldığı tarih itibariyle işbölümü ilk itirazı da ileri sürülmediğine gözden kaçırılarak mahkemece yazılı gerekçeyle işbölümü nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.