Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 227 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8266 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/02/2012NUMARASI : 2009/542-2012/146Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23.02.2012 tarih ve 2009/542-2012/146 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.01.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. A.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, tarafların dava dışı B. İnş. Kargo ve Tah. Ltd. Şti'nin ortağı olduğunu, davalının kendi hissesine düşen SSK prim ve gecikme zammını ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından borçlunun ortaklık hissesine karşılık gelen SSK prim ve gecikme zammı olan 25.323,30 TL'nin SGK tarafından davalı borçlunun da ortağı bulunduğu B. İnş. Kargo ve Tah. Ltd. Şti'nin aleyhine icra ve haciz işlemlerinin önüne geçmek için ilgili kuruma ödendiğini, bu alacağın rücu maksadıyla takipte bulunduklarını, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin B. İnş. Kargo ve Tah. Ltd. Şti'nin ortağı olduğunu, şirket ve ortakları aleyhine şirket ortaklığından ayrılmasına karar verilmesi istemli dava açtığını, 2006 Ağustos ayından bu yana B. İnş. Kargo ve Tah. Ltd. Şti. tarafından herhangi bir ortaklar kurulu toplantısı yapılmadığını, herhangi bir karar alınmadığını, karar alınmışsa bile müvekkilinin bundan hiçbir şekilde haberdar olmadığını, müdür ortak sıfatındaki davacının şirketin iş ve işleyişi ile ilgili sorumluluğu bulunduğunu, SSK primlerini zamanında yatırmasının onun sorumluluğunda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça SGK prim ve cezalarının ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, limited şirket ortaklarının kamu alacaklarından dolayı müteselsilen sorumlu olduğu, davacı şirket ortağının bu nedenle kendi payı ve davalının payına isabet eden SSK pirim ve gecikme bedellerinin ödemesi karşısında ödediği miktardan davalının payına isabet eden miktarla ilgili olarak sorumlu olacağı, davalı borçlunun likit olan alacak ile ilgili olarak takibe itirazında haksız görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının katılmadığı 04.08.2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tarafların da ortağı olduğu dava dışı şirketin malvarlığı ve nakit ödeme olanaklarının bulunmaması nedeniyle davaya konu ödemelerin davacı tarafından yapılmasının ve yapılan ödemelerin ortaklara hisseleri oranında rücu edilmesinin kararlaştırılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, tarafların da ortağı oldukları dava dışı şirketin SGK'ya olan prim ve ceza borcunun davacı tarafından ödenmesi üzerine hissesine düşen oranda davalıdan tahsiline yönelik başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekilince müvekkilince açılan davada ortaklık çıkma payı ve kar payı hesaplanırken dava konusu yapılan ödemelerin düşüldüğünün savunulmasına, yargılama sırasında alınan ve hükme dayanak yapılmayan bilirkişi raporunda da dava dışı şirketin özvarlık tespitine ilişkin hesaplamanın dava dışı şirketin tüm aktifinden, borçlarının tenzili ile yapıldığı, dava konusu ödemenin bu hesaplama içinde olduğu, ödenen rakamların özvarlık hesaplamasına dahil edilerek yapıldığının tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu savunma üzerinde hiç durulmadan, denetime elverişli şekilde bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.