MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/03/2014 tarih ve 2012/268-2014/82 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/02/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı... Bankası vekili Av. ... ile ihbar olunan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu vekili Av..... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın .... Şubesi'nde mevduat hesaplarının bulunduğunu, müvekkilinin tasarruflarını bu şubede açtığını, TL, Euro ve USD mevduat hesapları ile fon hesaplarında değerlendirilmekte olduğunu, .... Şubesinde müvekkilinin müşteri temsilcisinin ... isimli servis yetkilisinin olduğunu, bu çalışanın çeşitli yöntemlerle müşteriler nezdinde sağladığı güveni ve bankanın kendisine verdiği yetki ve görevi kötüye kullanarak davacı, davacının eşi ve çok sayıda davalı bankanın ... Şubesi'nin diğer mevduat sahiplerinin hesaplarını usulsüz şekilde boşaltıp zimmetine geçirdiğini, olayın şahsın emekli olması üzerine olayın ortaya çıktığını, banka müfettişlerine verdiği ifade de davacının eşi olan ....'e 20.000 TL ödediğini ifade ettiğini, bu durumun hukuk kurallarına açıkça aykırı olduğunu, davalı bankanın denetim görevliliğini yeterince yapmadığını, ... C.Başsavcılığı'nın sorgusuyla şüpheli ...'nun bu suçtan ötürü tutuklandığını, müvekkilinin büyük üzüntü ile şok yaşadığını ailecek huzurlarının kaçtığını, davalı bankanın ödeme yapmamasının üzüntüyü arttırdığını, ileri sürerek mevduat hesabında bulunması gereken ana para tutarı 16.700 TL.nin 01/03/2012 tarihinden itibaren, 10.000 TL manevi tazminatın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkilinin merkezi olan .... Mahkemelerinin olduğunu, davacının ... ile banka dışında gerçekleşen arkadaşlığa ve şahsi güvene dayalı bir para alışverişi söz konusu olup bu hususta bankanın kusurundan, sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, davanın ...’na yöneltilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ....Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2013 tarih 2013/2 Esas 2013/183 Karar sayılı ilamı ile ...'nun cezalandırıldığı, kararın kesinleşmediği, hesapların emekli banka çalışanı ... tarafından müşterilerin haberi ve rızası olmadan görevini kötüye kullanarak bir takım hileli yöntemlerle rızası dışında zimmete geçirildiği, adam çalıştıran bankanın sorumluluğunun müteselsilen bulunduğu, kaldı ki bir güven kurumu olan bankanın bu olay sebebiyle sorumluluğunun olduğu açık olup mudisi davacının zararlarını karşılamakta yükümlü olduğu, dinlenilen tanık anlatımları ile davacı ...'in olay sebebiyle büyük ekonomik sıkıntı ve manevi acı duyduğu, üzüntü sebebiyle hastalığa yakalandığı, sağlık sorunlarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davacının maddi tazminat yönündeki taleplerinin kabulü ile 16.700 TL'ye mevduat hesabının açıldığı 01.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranda banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, banka hesap sözleşmesine dayalı alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının, davalı bankanın ... Şubesinin mudisi olduğu, anılan şubede çalışan personelin davacı hesabı dahil olmak üzere bir çok hesapta bankacılık mevzuatına aykırı işlemler yaptığı, bu nedenle davalı tarafından soruşturma başlatıldığı, davacıyı da kapsar şekilde bir çok hesap sahibine ödeme yapılmadığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Davalı personelinin hukuka aykırı eylemleri, daha çok mudilerden önceden aldığı imzalı belgeleri iradeleri dışında kullanma şeklinde cereyan etmiştir. Taraflar arasında banka hesap sözleşmesi bulunduğu çekişmesizdir. BK’nın 98/2 nci maddesinin yollaması dolayısıyla haksız fiil hükümleri arasında düzenlenmiş bulunan manevi zararın tazminine ilişkin hükümler, aynı zamanda sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan zararların tazmini için de geçerli olacaktır. BK’nın 49. maddesinde düzenlenen kişilik hakları, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık, yaşam ile nesep gibi, insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Somut olayda mudilerin şikayetleri üzerine davalı banka, bankacılık mevzuatına uygun şekilde soruşturma başlatmış olup, bu soruşturmanın belirli bir süre alacağı şüphesizdir. Öte yandan, gerçeği yansıtmasa da davacının şeklen parasını çektiğini gösterir imzalı belgelerin olduğu da ortadadır. O halde, hesaptaki paranın makul bir süre ödenmemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca, davacı taraf, nasıl bir cismani zarara uğradığını, maddi nitelikte olmayan hangi kişisel değerinin ihlal edildiğini de kanıtlayamamıştır. Bu durum karşısında, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.