MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2010/505-2012/485Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/06/2012 tarih ve 2010/505-2012/485 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, dava dışı sigortalı tarafından satın alının makinelerin İtalya'dan ülkemize taşınması sırasında oluşabilecek zararlara istinaden müvekkiline ... Sayılı poliçe ile sigorta ettirdiğini, makinelerin taşınmasının davalının taahhüttü altında gerçekleştiğini, makinelerin gümrüğe girdiğinde hasarlı olduğunun anlaşıldığını, hasarın 57988 sayılı gümrük tutanağı ile tespit edildiğini, hasarın taşıma senedine de işlendiğini, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde 6526,06 Euro zararın 31/08/2010 tarihinde sigortalıya ödendiğini, TTK'nın 1301. maddesi gereğince müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, bu halefiyet gereğince ödenen bu bedelin tahlisi için iş bu davanın açıldığını belirterek 6526,06 Euro'nun 31/08/2010 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşımadan kaynaklanan rucu davalarında bir yıllık zaman aşımı süresi bulunduğu ve zararın 23/12/2009 tarihinde öğrenildiğinin iddia edilmesi karşısında 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, hasara ilişkin sorumluluğun müvekkiline ait olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, hasarın müvekkilinin kusurundan kaynaklandığını davacının ispat etmesi gerektiğini, hasarın taşımadan değil yüklemeden kaynaklandığını ve yüklemenin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, talep edilen tazminat miktarının bilirkişi aracılığıyla tespiti gerektiğini, oluştuğu iddia olunan hasarın sigorta teminatı kapsamına olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı sigortalı arasında bulunan sigorta poliçesine konu iki adet makinenin İtalya'dan Türkiye'ye davalı tarafından taşındığı, makinelerin teslim edildiği gümrük idaresinde tutulan tutanağa göre makinelerin hasar gördüğünün tespit edildiği, makinelerin yükleme sonrası hasarlı olarak kabul edildiğine dair davalı tarafından konulmuş bir çekince bulunmadığına göre CMR Sözleşmesi'nin 9. maddesine göre meydana gelen zarardan taşıyanın sorumlu olduğu, CMR Sözleşmesi'nin 17. maddesi gereğince taşıyanın taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumluluktan kurtaran bir durum da mevcut olmadığından bu haliyle davalının zarardan sorumlu olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre zararın 6526,06 Euro olduğu, davacının söz konusu bedeli 31/08/2010 tarihinde dava dışı sigortalısına ödediği ve rücu hakkının doğduğu, davalının 04/10/2012 tarihinde temerrüde düştüğü ve CMR Sözleşmesi'nin 27. maddesine göre talep edebileceği faiz oranının %5 olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının dava dilekçesinde isminin yanlış yazılmış olmasının dilekçe içeriğine göre maddi hatadan kaynaklanmış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı, diğer savunmalarının yanı sıra yüklemenin kendisine ait olmadığını, hasarlanan makinelerin ağırlıkları itibariyle yüklemenin kendisi tarafından yapılamayacağına ve hasarın yükleme hatasından kaynaklandığını savunmuştur. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, yüklemenin taşıyıcıya ait olmadığı ve hasarın yükleme hatasından kaynaklanması halinde davalı taşıyıcının yüklemeye nezaret görevi bulunması nedeniyle bir müterafik kusurundan söz edilebilir. Bu itibarla mahkemece,bilirkişilerden öncelikle hasarın hangi nedenle meydana geldiği hususunda mütalaa alınmak, yükleme hatasından meydan geldiği ve yüklemenin davalı tarafından yapılmadığı sonucuna ulaşılır ise davalının gözetim yükümlülüğüne bağlı olarak müterafik kusur oranı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmün tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.