MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22/04/2014 tarih ve 2013/494-2014/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının bahçesindeki kayısı ağaçlarının, don afetinden dolayı zarar gördüğünü, eksper raporu ile verim düşüklüğünün saptanmış olduğunu, davadan önce yaptırdıkları tespit sonucu, don nedeniyle kayısı ağaçlarındaki hasar oranının %90, zararın ise 23.060,16 TL olduğunun belirlendiğini, ancak davalı sigorta şirketince zararının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 33.957,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, don olayının kayısı ağaçlarının çiçeklenme dönemindeyken yaşandığını, oysa sigorta poliçesinin teminat kapsamının, meyve bağlama dönemine girmesinden sonra başladığını, Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.01.2010 ile 30.04.2010 tarihleri arası yaşanan don afetleri nedeniyle zarar gören çiftçilere dekar başına 150.00 TL telafi amaçlı destek ödemesi yapılmasının kararlaştırıldığını, davacının da 9.600.00 TL destek aldığını, bu nedenle müvekkili şirketin hasardan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, ıslaha karşı da zaman aşımı itirazında bulunmuştur.Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu hasarın ağaçların meyve döneminde meydana geldiği, bu nedenle poliçe teminatı kapsamında olduğu, zarar miktarının 33.750 TL olarak belirlendiği ancak davacının ıslah talebinin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ilamından sonra ıslah edilen kısmın mahkemece zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de 04.02.1948 tarih ve 10-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca hükmün, Yargıtay’ca bozulmasından sonra ıslah yapılamayacağı dikkate alınıp, ıslah isteminin bu yönden reddine karar verilmesi gerektiği gibi mahkemece zaman aşımı başlangıcının Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları hükümlerine aykırı olarak dava tarihi olarak belirlenmesinin sonuca etkili olmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Ancak, davalı vekili rapora itiraz dilekçesine dava konusu poliçelere ilişkin olduğu anlaşılan verim azalış zeyilnamesi ekleyerek, riziko sonrası verim değişikliği nedeniyle 7.165,52 TL tutarında primin davacıya iade edildiğini ve tazminatın hesabında bunun dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu zeyilname incelenmemiştir. Bu durumda mahkemece, iade edildiği iddia edilen primin tazminattan mahsup edilip edilmeyeceği hususu değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.