Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2126 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 817 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/07/2014 tarih ve 2012/552-2014/459 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı ...'ye ait yağ emtiasının, davalı şirket tarafından diğer davalıların sahibi olduğu araç tarafından taşınması sırasında 12.04.2012 tarihinde araçta meydana gelen yangın nedeniyle hasar meydana geldiğini, 81.885 TL olarak tespit edilen hasar bedelinin sigortalıya 24.07.2012 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalısı yerine kamil olduğunu, davalılara ihtar gönderilmesine rağmen alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek 81.885 TL'nin ödeme tarihi olan 24.07.2012 tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili davanın reddini istemiş, diğer davalılar cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sigortalısına ait emtianın davalılar tarafından taşınması sırasında çıkan yangın nedeniyle hasar gördüğü, dosya içerisindeki muayene belgesine göre aracın muayenesinin 01.10.2011 tarihinde yapıldığı ve 01.10.2012 tarihine kadar geçerli olduğu, buna göre taşımayı yapan .... plakalı aracın seyir halindeyken yanmaya başlaması ve sonrasında taşınan emtianın da yanmasıyla sonuçlanan olayda araç sürücüsünün ve sahibinin kusurunun olmaması nedeniyle taşıyıcının da kusurlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, CMR Konvansiyonu'na tabi taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Taşıyıcının sorumluluğu ile ilgili temel kural, CMR'nin 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü uyarınca, taşıyıcı malları teslim aldığı andan, malların teslim edileceği zamana kadar malların tamamen veya kısmen kaybolmasından ve hasara uğramasından ve ayrıca gecikmeden sorumludur. İspat külfeti bakımından öncelikle gönderen veya gönderilenin taşıma konusu eşyanın taşıyana tam ve her türlü ayıptan ari olarak teslim olunmasına rağmen, bu eşyanın gideceği yere aynı şekil ve vasıfta varmadığını ispat etmesi halinde hasarın taşıyıcının kusur ve hatasından ileri geldiğinin ispat edilmesine gerek yoktur. Taşıyıcının sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmakla birlikte, genel kurallara aykırı olarak, ispat yükü tersine çevrilmiştir. Hasardan kaynaklı zarar nedeniyle sorumlu olmadığını savunan taşıyan, bu hasar sebebiyle kendisine atfı kabil bir kusurun bulunmadığını ispat etmelidir.Taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran haller ise CMR'nin 17/2. maddesinde sayılmış olup, bu hallerden biri de, hasarın taşıyıcının kaçınamayacağı ve önleyemeyeceği bir halden kaynaklanmasıdır. Kaçınılamayacak durumun varlığı için taşıyıcı, deneyimli ve basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken özeni göstermiş olmalıdır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, sigortalıya ait emtianın davalılara tam ve hertürlü ayıptan ari olarak teslim edildiği, ancak bu eşyanın gideceği yere varmadan hasarlandığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bu hususun tartışmasız olması nedeniyle artık taşıyıcı hasardan kaynaklanan zarar nedeniyle kendisine atfı kabil bir kusurun bulunmadığını ispat edecektir. Yukarıda zikredildiği üzere de, sorumluluktan kurtulmak isteyen davalı taşıyıcının hasarın, CMR'nin 17/2. maddesinde belirlenen, yani hasarın taşıyıcının kaçınamayacağı ve önleyemeyeceği nedenle ileri geldiğini ispat etmesi gerekir. Somut olayda araçta meydana gelen yangının elektrik tesisatından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre, sırf aracın muayenesinin yapılmış ve kaza anında geçerli olması hususu davalıları sorumluluktan kurtarmaya yetecek bir özen değildir. Bu itibarla, taşıyıcının kazayı önleyemeyeceği yolundaki bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.