MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/07/2009 tarih ve 2007/277-2009/230 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin en son 26.05.1991 yılında genel kurul yaptığını ve bu tarihten sonra genel kurulun toplanmadığını, şirketin feshinin genel kurul kararı ile gerçekleşmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davalı şirketin feshinin tespit edilmesini ve şirketin tasfiyesi için tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre;... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/419 esas 1997/139 karar sayılı ilamı ile davalı şirketin iflasına karar verilmiş olduğu gerekçesiyle davanın konusuz kalması sebebi ile karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davalı şirketin feshinin tespiti ve tasfiye memuru atanması talebine ilişkin olup, mahkemece, dava dilekçesi, davalının bildirilen "Tahtacık mevki..." adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak belirtilen adresin uzun süreden beri kapalı olduğu gerekçesiyle tebligatın merciine iade edildiği, bunun üzerine mahkemece kolluk aracılığıyla adres araştırması yapıldığı ancak belirlenen adrese tebligat yapılmadan karar verildiği ve karar tarihinden sonra davalı şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesine istinaden ticaret sicilinden resen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla yargılamanın davalının gıyabında sürdürüldüğü ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu açıktır.1982 Anayasası’nın 36. ve HMK’nın 27. maddelerinde "taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden, karar verilemeyeceği" hüküm altına alınmış olup, bu durumda, mahkemece, davacıya davalı şirketin ihyası için süre verilip, şirketin ihyası sağlandıktan sonra, davalıya savunma olanağı verilerek, varsa delilleri ibraz ettirilip değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre de davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.