Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2095 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12573 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/03/2013Hasımsız olarak görülen davada Kayseri 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.03.2013 tarih ve 2012/115-2013/55 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Kuveyt Türk Bankası'nca düzenlenen 10/07/2012 vade tarihli 0120928 numaralı çekin kaybolduğunu, bu nedenle çek üzerine tedbir konulmasını ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, TTK'nın 762. maddesi gereğince Ticaret Sicili Gazetesi'nde dava konusu çeki elinde bulunduranların ilk ilan tarihinden itibaren üç ay içerisinde mahkeme dosyasına getirmeleri aksi takdirde çeklerin iptaline karar verileceği hususunda Ticaret Sicili Gazetesi'nde 20/12/2012, 31/12/2012 ve 11/01/2013 tarihlerinde ilanlar yaptırıldığı, yapılan ilanlara rağmen dava konusu çekle ilgili herhangi bir başvurunun olmadığı, çekin zayi olduğu, TTK'nın 764 vd. maddesindeki yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Şekerbank Ankara K. Şubesi'ne ait, ... çek numaralı, ... hesap numarasına ait, 31/12/2012 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli çekin zayii nedeniyle iptaline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kaybolan çekin iptali istemine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Yürürlükten kaldırılan HUMK’nın 382. ve devamı maddeleri ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün verilmesi, tefhimi ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı hususları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiş olup, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda mahkemece verilen kısa kararda, “davanın kabulü ile keşidecisi Ö. İnşaat Tic. ve San. A.Ş. olan, Kuveyt Türk Katılım Bankası Kayseri Şubesi'ne ait, ... çek numaralı, 10.07.2012 keşide tarihli 59.332,00 TL bedelli çekin zayii nedeniyle iptaline” karar verilmiş iken gerekçeli kararda “davanın kabulü ile Şekerbank Ankara K. Şubesi'ne ait, ... çek numaralı, 312002308 hesap numarasına ait, 31/12/2012 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli çekin zayii nedeniyle iptaline” karar verilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişkili bir durum yaratılmıştır.O halde yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve yargı kararlarına uygun, kısa kararla ve gerekçe ile çelişkili olmayan, kendi içinde tutarlı bir hüküm kurulması gerektiğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.