Taraflar arasında görülen davada (Sakarya Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi)nce verilen 27.12.2002 tarih ve 1999/301-2002/949 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu ve TPE nezdinde tescilli bulunan endüstriyel tasarımların davalı şirket tarafından taklit edilerek kullanıldığını, bu eylemin müvekkilinin endüstriyel tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, tasarımdan doğan haklara vaki tecavüzün durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000.000.000 TL. maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, elektrik anahtarı, komütatörü, prizi vs. üretim ve pazarlamasını yaptığını, davaya konu ürünleri müvekkilinin uzun süredir ürettiği ve piyasada tanıttığını, davacıya yönelik haksız rekabet teşkil eden bir eylemin bulunmadığını, davaya konu ürünlerin dünyanın her yerinde genellikle aynı biçimde üretildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı adına tescil edilmiş olan endüstriyel tasarımdan doğan haklara davalının vaki tecavüzünün durdurulmasını, maddi tazminat talebi ise, yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 50. maddesinde, 48. maddede sayılan fiilleri işleyen kişilerin tasarım hakkı sahibinin zararı tazmin etmekte yükümlü olduklarını vurguladıktan sonra, 52. maddede zararın sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsayacağı açıklanmıştır. Yoksun kalınan kazanç ise, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak aynı madde (a, b, c bentlerinde) sayılan değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilecektir. Davacı dava dilekçesinde maddi tazminat talep etmekle birlikte bu talebinin dayanağı olan 52. maddede sayılan alternatiflerden hangisini talep ettiğini belirtmemiştir. O halde, mahkemece HUMK.nun 75. maddesi uyarınca davacıya, talep ettiği tazminatın 554 sayılı Kanunun 52. maddedeki tazminata yönelik değerlendirmelerden hangisine dayandırdığını açıklattırıp o yönde inceleme yapılarak belirecek sonuca göre hüküm verilmesi, bu yöndeki incelemelerin sonuç vermemesi halinde, BK.nun 42, 43. maddelerine göre bir karar vermesi gerekirken, olaya uygun olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.3.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.