MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/06/2014 tarih ve 2013/641-2014/506 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının .... tescil numaralı faydalı model belgesine konu "Kompozit Esaslı Makas" başlıklı buluşun 551 sayılı KHK kapsamında yenilik vasfı taşımadığını belirterek faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, faydalı model olarak tescilli dava konusu ürünün 551 sayılı KHK kapsamında yenilik vasfı taşıdığı, tescilinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça cevap dilekçesinde faydalı model konusu ürünün 2009 yılından bu yana üretimde olduğu, üçüncü kişilere satışının gerçekleştirildiği beyan edilmiş, daha sonraki açıklama ve beyanlarda ise yapılan açıklamanın ürüne ilişkin olduğu, araştırma ve geliştirme çalışmaları ile ürünün yenilikçi ve özgün yanına yönelik çalışmalar neticesinde faydalı model belgesinin yenilik unsuruna haiz buluş niteliğinde bulunduğu beyan edilmiştir. Mahkemece bu hususta görüşüne başvurulan 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda da, eski ve yeni ürünlerin kıyaslandığı ve buna göre fonksiyonellik, kompozit yapının kimyası ve dizaynı, cam elyaf gibi malzemelerden oluşan lif yapılarının ve birimlerinin kompozisyonları ve üretim şekilleri yönünden farklılık bulunduğu, faydalı model belgesinin yenilik unsurunu haiz olduğu mütalaa edilmiş ise de, söz konusu raporda aynı zamanda faydalı model belgesinin koruma kapsamındaki istemlerin dikkate alınmak suretiyle yeterli bir irdeleme yapılmadığı, raporun denetime ve hüküm tesisine elverişli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan, yukarıdaki açıklama ve eksikliklerin giderilmesi, ayrıca davacı tarafça sunulan ve yenilik unsurunu ortadan kaldırdığı iddia edilen dökümanların da birlikte denetime elverişli şekilde değerlendirilmesi için aralarında bir patent uzmanının bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden görüş alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.