MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2013NUMARASI : 2012/354-2013/83Taraflar arasında görülen davada İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.02.2013 tarih ve 2012/354-2013/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının, müvekkili şirketin eski hissedarı olup aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, şirketteki hisselerinin tamamını devrettiği 03/08/2011 tarihine kadar şirkette müdürlük ve yöneticilik yaptığını ve bu süre içerisinde diğerlerinin hepsi yabancı uyruklu olan ortakların kontrolü bilgisi ve denetiminden kendisini uzak tutarak bu durumdan istifade etmek suretiyle şirketi zarara uğratarak kendi menfaatine bir takım tasarruflarda bulunduğunu, çeşitli tarihlerde şirket kasasından belgesiz ve makbuzsuz şahsi harcamaları için toplam 11.147,82-TL para çektiğini, ayrıca Ankara Mermer - Zeki Er'e şirkete ait üç kamyon mermer satışı yaptığını ve fatura bedeli olan 3.540,00-TL yi şirket hesaplarına intikal ettirmediğini, çeşitli defalar davalıdan şirket defter ve kayıtlarında tespit edilenlerin iadesinin talep edilmesine rağmen netice alınamadığını, davalı hakkında İzmir 13.İcra Müdürlüğünün 2012/254 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, ancak haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, davalı itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin, davacı şirketin eski ortağı ve müdürü olduğunu ancak diğer ortakların bilgisinden ve denetiminden habersiz şirkete zarara uğrattığı ve kendi menfaatine bir takım tasarruflarda bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, yapılan tüm harcamaların günü gününe davacı tarafa e-mail ile bildirildiğini çeşitli tarihlerde çekilen 11.147,82-TL yi de 3.540,00-TL fatura bedelinin müvekkilinin şahsi harcamaları için değil davacı şirketin zaruri giderlerine ödenen belgeli harcamalar olduğunu, davacının kötü niyetli hareket ettiğini savunarak, davanın reddi ile davacı hakkında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, şirket kayıtlarına göre davalının şirketten 59.765,90-TL çıkış yaptığı, buna karşın 48.624,08-TL şirket için ödeme yapmış olduğu, buna göre şirketin 11.141,82-TL alacaklı hale geldiği, 3.540,00-TL bedelli fatura bedelinin şirket adına kullanıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, davalının davacı şirkete avans borcuna bu meblağ da eklendiğinde borcun toplam 14.681,82-TL olduğu gerekçesiyle, davalının İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2012/254 sayılı takibi ile ilgili olarak 14.681,82 TL miktarındaki asıl alacak üzerindeki itirazının iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın miktarı ve istenebilirliği, yapılan yargılama sonucu belirlendiğinden, ayrıca red edilen miktar işlemiş faiz talebine ilişkin olup, faiz alacağı likit olmadığından tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkindir.Mülga 6762 Sayılı TTK'nın 556. maddesi hükmünde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı Yasa'nın 341. maddesi hükmünün uygulanması gerekir. Bu maddeye göre sorumluluk davasının açılabilmesi için bu yönde alınmış bir genel kurul kararı olması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir.Bununla birlikte limited şirketlerde genel kurulun yetkilerini düzenleyen mülga 6762 sayılı TTK'nın m. 539/7. hükmünde de, şirketin kendi organlarına karşı haiz olduğu tazminat taleplerinin genel kurulun yetkisinde olduğu öngörülmüş, 548. maddesinde ise, ortak sayısı yirmiyi aşan limitet şirketlerde bir veya birden fazla denetçi bulunacağı, ortak sayısı yirmi veya yirmiden az olan şirketlerde idare hak ve görevi tüm ortaklara ait değilse müdür sıfatını haiz olmayan diğer ortakların mülga 818 sayılı BK'nun 531. maddesi uyarınca denetim hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.Somut olayda, limitet şirketin ortak sayısı 20’den azdır. Buna göre davanın yönetici olmayan diğer ortaklarca açılması gerekmektedir. Dava, şirket müdürleri tarafından açılmış bulunduğundan, dava koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece, HMK.’nın 54. maddesi uyarınca, bu davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında yönetici olmayan diğer ortakların muvafakatlerinin alınması veya vekaletnamelerinin ibrazı ve ortaklar kurulu kararının sunulması amacıyla davacı vekiline önel verilmesi, dava koşulları oluşturulduktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.