Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19989 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11700 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/06/2014NUMARASI : 2013/79-2014/58Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/06/2014 tarih ve 2013/79-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının, lisansörü dünyaca ünlü S.. G.. Co. Ltd. Şirketi olan "G.." markasını kötü niyetli olarak ve gerçek hak sahibinin izni olmaksızın kendisi adına TPE nezdinde 2010/09987 ve 2011/95457 no ile tescil ettirdiğini ileri sürerek, dava konusu kötüniyetli tescillerin iptaline ve markaların sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davanın niteliği gereği çözümü özel ve teknik bir konu olması nedeniyle bilirkişi incelemesine zaruret bulunduğu ve dosyanın bilirkişiye tevdii edilmesi bakımından eksik olan 1.200 TL gider avansının mahkeme veznesine yatırılması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği ve verilen süre içerisinde gider avansının yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarının yapıldığı, bu süre zarfında eksik gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/g ve 115/2 fıkraları uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekilinin, davalının “Gstarcad” markasını kötüniyetli olarak ve gerçek hak sahibinin izni olmaksızın kendisi adına 2010/09987 ve 2011/95457 no ile tescil ettirdiğini ileri sürerek, anılan markaların iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesi istemiyle işbu davayı açtığı, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde, davanın niteliği gereği çözümünün özel ve teknik bir konu olmasından dolayı bilirkişi incelemesine zaruret bulunduğu kanaatine varıldığından dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi bakımından eksik olan 1.200 TL gider avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesine göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı'nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” Anılan Kanun'un 114. maddesinin “g” bendinde, gider avansının dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. Dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmiştir. Adalet Bakanlığı tarafından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. maddesi gereğince hazırlanan gider avansı tarifesi ile buna ilişkin tebliğ, 30.9.2011 tarih ve 28070 sayılı Resmi Gazete'de yayınlamıştır. 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren tarifenin 3. maddesinde, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinde, taraf sayısı, tanık sayısı, başvurulan deliller (keşif gideri, bilirkişi ücreti vs.) gözetilerek belirlenen tahmini yargılama giderinin, gider avansı olarak önceden yatırılması amaçlanmıştır. Somut olayda, davacı vekiline verilen kesin mehil yukarıda açıklandığı üzere gider avansının değil, 6100 sayılı HMK'nın 324. maddesinde yazılı olan bilirkişi ücretine ilişkin delil avansının yatırılmasına ilişkindir. Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin mehle rağmen bu giderin yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 6100 sayılı HMK'nın 324/2 maddesi "Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır." hükmü uyarınca delil avansının yatırılmaması ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma neticesini meydana getireceği gibi, mahkemece niteliği itibariyle delil avansı olan gider için verilen kesin mehilin sonuçları açıkça anlatılıp ihtar edilmeden usulüne uygun kesin mehil verildiğinden de bahsedilemez. Bu itibarla, mahkemece delil avansı olan bilirkişi ücretinin yatırılmaması 6100 sayılı HMK'nın 324/2 maddesi uyarınca ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma sonucunu doğuracağından delil avansı olan bilirkişi ücretinin gider avansı olarak değerlendirilip, ihtaratta verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin ikmal edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ifade edilmek suretiyle mehlin sonuçları da hatalı belirtilerek ve neticeten davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek, anılan yönlerden usulüne uygun kesin mehil de verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.