MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2011/48-2013/192Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/07/2013 tarih ve 2011/48-2013/192 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16/12/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. A.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı Beko (Grundig ) A.Ş. arasında 1986 yılından beri yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, 2006 yılı başlarında davalı Arçelik yetkili servisi olarak faaliyet gösterecekleri ve buna göre hazırlık yapmalarının bildirildiğini, gerekli hazırlıkların yapıldığını, daha sonra her servis ile sözleşme imzalanmayacağı, kendi belirleyecekleri servislerle sözleşme imzalanacağının belirtildiğini, ilişkiyi kestiklerini, bütün servis ağının servislerin aleyhine, davalı Beko tarafından diğer davalıya satıldığının bildirildiğini, davalıların eyleminin mevzuata aykırı olduğunu, davalıların sözleşmeye ve hukuka aykırı davranışlarından kaynaklanan zararlardan sorumlu olduklarını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, kazanç kaybı nedeniyle 14.923,85 TL, devir bedeli nedeniyle müvekkile ödenmesi gereken 1.000,00 TL, düşük ücret zararları 1.000,00 TL, yeni konsepte uygun yapılan masraflar 500,00 TL, yeni sözleşme nedeniyle yapılan giderler 1.000,00 TL, zamanında ödenmeyen SSK, vergi v.s zararları nedeniyle 1.000,00 TL, işçilere ödenmek zorunda kalınan işçilik giderleri nedeniyle 1.000,00 TL, iade alınmayan mallar nedeniyle 500,00 TL ve ihtarname v.s giderler için 500,00 TL ile gereksiz yaptırılan diğer masraflar için 500,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekili, Beko (Grundig) A.Ş isimli bir şirketin bulunmadığını, şirketin gerçek unvanının Grundig Elektronik A.Ş. (Eski Unvanı: Beko Elektronik A.Ş.) olduğunu, Grundig A.Ş. ile Arçelik A.Ş'nin birleşmesinin 29.06.2009 tarihinde yapılan genel kurulda kabul edildiğini, külli halefiyet gereği, Grundig A.Ş'nin tüm hak ve borçlarının Arçelik A.Ş. tarafından üstlenildiğini, davacıya uzun vadeli sözleşme ilişkisi içine girildiğinin bildirilmediğini, davacının servis sözleşmesinin feshedilmediğini, 2006-2007 yılları arası bir süre Fatih'te Sofular yetkili servisi olarak faaliyet gösterdiğini, daha sonra ortağı olan firmadan ayrıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki servis sözleşmesinin sunulmadığı, ancak sözleşmenin varlığının inkar edilmediği, anılan sözleşmenin 2006 yılı sonunda davalı tarafından feshedildiği, yeni kurulan sözleşmenin süresi konusunda kanıt sunulmadığı, 2006 yılından davanın açıldığı tarihe kadar kazanç kaybının hesaplandığı, diğer kalem zararlarının kanıtlanmadığı, aylık ortalama gelir dikkate alınıp, davacının özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği gelir mahsubuyla gerçek zararın tayin edildiği, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10.985.55 TL'nin davalıdan tahsiline, davalı Beko A.Ş. hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacının, davalı Arçelik A.Ş. ile birleşen Beko-Grundıg şirketinin yetkili servisi olduğu, servis ilişkisinin önceye dayalı bulunduğu, davacının akidi şirketin davalı Arçelik'le birleşmesi sonrasında da davacının servis hizmetini fiilen devam ettirdiği, daha sonra davalının sebepsiz yere sözleşmeyi feshettiği hususu dosya kapsamıyla sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, belirsiz süreli olan bu sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının talep edebileceği müspet zararın tutarı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı gibi temel alınan bilirkişi raporu da karar vermeye elverişli bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın çözülmesi için, öncelikle taraflar arasında belirsiz süreli ve sözlü olarak yapılan servis sözleşmesinin haksız feshi halinde kazanç kaybına ilişkin zararın hesabının hangi süre için yapılacağı ve hesaplama yönteminin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Anılan hususların tespitinin ise özel bilgiyi ve uzmanlığı gerektirmesi nedeniyle bu alanda görüşüne başvurulan kişinin davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak bilgi ve deneyim sahibi olması gerekmektedir. Oysa ki mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler arasında ilgili sektörden bir bilirkişi bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, aralarında sektörden bir uzmanın da yer alacağı yeni bir bilirkişi kurulundan davaya konu belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar olarak hüküm altına alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.3- Kabul şekline göre de, mahkemece fesih tarihi olarak kabul edilen 31.12.2006 tarihinden dava tarihi olan 15.06.2009 tarihine kadar olan dönem için kazanç kaybı hesabı yapılmasının mümkün olduğu, dava tarihinden sonraki dönem için kazanç kaybı hesabı yapılamayacağı belirtilerek buna göre uğranılan zarar hüküm altına alınmıştır. Ancak, davaya konu kazanç kaybına ilişkin tazminatın, geçerli bir sözleşme ilişkisinin haksız olarak sona erdirilmesi nedeniyle sözleşmenin haksız olarak feshedildiği tarihten itibaren somut olayın özelliğine göre tespit edilecek makul bir süre veya kalan sözleşme dönemi boyunca mahrum kalınan kazanç kaybının tazminine yönelik bir zarar niteliğinde olması nedeniyle dava tarihinden sonraki bir zaman dönemini de kapsaması mümkün olup, esasen kazanç kaybına ilişkin tazminat isteminin gelecekte elde edilmesi beklenen bir menfaatin ortadan kaldırılması sonucu oluşan zararın tazminine yönelik olması karşısında mahkemenin dava tarihine kadar tazminat hesabı yapılabileceğine ilişkin gerekçesi ve buna göre tazminata karar vermesi de istenen tazminatın niteliğine aykırı olduğundan kararın bu kabul şekli açısından da davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden taraflar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.