MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : 2012/463-2014/192Taraflar arasında görülen davada Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2012/463-2014/192 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının sorumluğunda bulunan bir inşaat alanındaki kazı ve hafriyat çalışmaları sebebiyle toprak kayması meydana geldiğini, bu olayın neticesinde geniş kapsamlı paket sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan müvekkilinin sigortalısına ait trafo direği ile bir kısım ekipmanların zarar gördüğünü, hasar bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, şimdilik toplam 36.498,00 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin inşaat hafriyatında genel kaidelere uyduğunu ve gerekli tedbirleri aldığını, bu zararın meydana gelmesinde Ayancık Belediyesi İmar Müdürlüğü'nün, elektrik direğini yapan işletmenin ve hiçbir rapor alınmadan ekipmanları parçalayarak yerinden alan Ayancık Kaymakamlığı'nın kusuru bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olayda davalı S.. Ç..'in kusurlu olduğunu, hasar ile ilgili olarak 786102 nolu sigorta poliçesi ile verilen teminat gereğince ödenecek tazminat miktarının 9.000,00 USD karşılığı 15.716,70 TL olduğu, 22/05/2012 tarihli 19.875,00 TL ödemenin de 536749 nolu sigorta poliçesi ile verilen teminat kapsamında kaldığı, davacının meydana gelen hasarların oluşmasına kusuru ile sebebiyet veren davalıya karşı ödediği tazminat miktarı nispetinde halefiyet ilkesi dahilinde rücuen tazminat talep edebileceği, ancak davacı sigorta şirketinin tazminat bedeli dışında kalan ekspertiz ücreti ve bununla ilgili diğer giderler bakımından rücu davası açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 35.592,00 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, yer kayması teminatı içerir geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalının kusuru ile sigortalısına ait trafo direği ile bir kısım ekipmanların zarar gördüğünü ve hasar bedelinin ödendiğini ileri sürmüştür. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hasarın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK müşterek sigortayı (md.1285), çifte sigortayı (md. 1286) ve kısmi sigortayı (md. 1287) düzenlemiştir. Ana kural, mal sigortalarında sigorta olunan değerin (menfaatin) sigorta bedeline denk olması gerektiğidir. TTK’nın 1286/1'nci maddesi gereğince, değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaat, sonradan aynı rizikolara karşı sigorta ettirilemez, şayet sigorta ettirilmiş ise geçerlilik koşulları da aynı maddenin diğer fıkralarında açıklanmıştır. Çifte sigortadan söz edebilmek için değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaatin sonradan aynı rizikolara karşı sigorta ettirilmiş olması ve sigorta bedelinin sigortalı menfaat değerini aştığının somut olarak tespiti gerekir.Somut olayda, 11/03/2011-11/03/2012 tarihleri arasında geçerli bulunan 536749 nolu sigorta poliçesiyle dava dışı sigortalının tesis ettiği trafo ve elektrik direği yer kayması rizikosuna karşı sigorta güvencesi altına alınmıştır. Sonradan düzenlenen 01/08/2011-11/03/2012 tarihleri arasında geçerli bulunan 786102 nolu sigorta poliçesi ile de aynı rizikolara karşı sigortalanmıştır. Davacı sigorta şirketi tarafından aynı hasarla ilgili her iki poliçe kapsamında ödeme yapılmıştır.Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal mevzuata göre çifte sigorta bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, çifte sigorta nedeniyle ikinci poliçenin geçersiz olup olmadığı hususunda gerekli incelemenin yapılması için gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, mahkemenin kabul şekline göre de, zararın tespiti bakımından ekspertiz raporuna atıf yapılarak düzenlenen bilirkişiden alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, karara esas alınan bu raporda ve ekspertiz raporunda, davaya konu emtianın hurda değeri bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiştir. Bu husus, kabule göre bozmayı gerektirdiği gibi, davacı sigorta şirketi, yukarıda açıklanan çifte sigorta durumu hakkında yapılacak araştırma sonucuna göre, dava dışı sigortalının belirlenen gerçek zararı nispetinde halefiyet ilkesi gereğince rücuen tazminat talep hakkına sahip olacağından, mahkemece, gerçek zararın tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişiden bu konuda da denetime imkan veren rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Bu nedenle de, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.