Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19741 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12640 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 22/05/2014NUMARASI : 2013/274-2014/159Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.05.2014 tarih ve 2013/274-2014/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin acentesi olduğu B.. S... Şirketi'ne ait 117 adet konteyner ile taşınan malların 07.11.1999 tarihinde davalının işlettiği limana getirildiğini, taşınan eşyanın sahibi olan şirket tarafından ithal işleminin gerçekleştirilememesi nedeniyle konteyner içerisinde taşınan eşyaların satışa çıkarıldığını, ancak satışın gerçekleştirilememesi üzerine en son MKE Hurdasan A.Ş. şirketine devredildiğini, onların da eşyaları üçüncü bir şahsa satarak 02.08.2004 tarihinde konteynerleri boşalttığını, müvekkilinin ihtarname ile boşalan konteynerlerin teslimini istemesine rağmen davalının ardiye ücreti alacağı olduğu iddiasıyla teslime yanaşmadığını, müvekkilince bu nedenle Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açıldığını, bu dava ile davalı tarafından ardiye ücreti alacağı istemiyle açılan davanın birleştirildiğini, yapılan yargılama neticesinde davalı tarafından açılan davanın reddedildiğini, müvekkilinin 02.08.2004 tarihinden dava tarihi olan 26.10.2004 tarihine kadar olan zaman zarfına ilişkin alacak talebinin kabul edildiğini, ancak müvekkilince bu dava sırasında ıslah yoluyla 27.10.2004-20.03.2009 dönemini kapsayan süre yönünden istenilen alacağın dava tarihi sonrası döneme ilişkin zararın ek davaya konu olabileceği gerekçesiyle reddedildiğini verilen kararın kesinleştiğini, müvekkilince bu davada daha önceki davada ıslaha konu olan 27.10.2004-20.03.2009 tarihlerini kapsayan 1602 günlük kira bedeli ve ıslah tarihinden itibaren işlemiş faizi ile 21.03.2009-08.01.2013 tarihlerini kapsayan 1389 günlük kira bedelinin talep edildiğini ileri sürerek 1.102.939,77 USD alacağın bankaların bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladıkları en yüksek faiziyle birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki efektif satış kurundan TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının dava ehliyetinin bulunmadığını, 27.10.2004-20.03.2009 tarihleri için istenilen alacak talebinin BK 137 (TBK 158) maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, davanın önceki davanın kesinleşmesinden sonra 60 günlük dönemde açılmadığını, kaldi ki alacağın haksız fiilden kaynaklı istenildiğini, davacının fiile ve faile ıttıla ettiği tarihten itibaren bir yıl içinde davasını açmadığını, istenilen ücretin konteynerların bedelinin çok üstünde ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, somut olayda ilk dava tarihinden itibaren dava tarihine kadar ki dönem için konteyner kirasının talep edildiği, konteynerlerin 08.01.2013 tarihinde davacıya teslim edildiği, konteynerlerin davacı elinde kaldığı süre zarfında kira ücreti alacağının devam edeceği, bu nedenle zamanaşımının teslim tarihinden başlayacağı, davacının 02.08.2004 tarihinde gönderdiği ihtarnamenin temerrüt ihtarı niteliğinde bulunaması nedeniyle temerrüt faizinin istenemeyeceği, daha önce açılıp kesinleşen ilam uyarınca davacının husumet itirazının da yerinde olmadığı gerekçesiyle 1.046.850,00 USD alacağın dava tarihi olan 02.08.2013 tarihinden itibaren kamu bankalarında USD cinsinden açılan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiziyle veya fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası'nın alış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalı tarafından haksız alıkonulan konteynerler nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve uyuşmazlığın niteliği itibariyle somut olaya BK'nın 60. (TBK'nın 72.) maddesinde belirtilen zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanması gereklidir. Davalı vekilince yasal süresi dahilinde zamanaşımı def'inde bulunulmuş olup, mahkemece, "konteynerlerin davacının elinde bulunduğu süre zarfında kira ücreti alacağının devam edeceği" gerekçesiyle zamanaşımı def'i reddedilerek işin esasına yönelik yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak; mahkemenin zamanaşımı def'inin reddine ilişkin gerekçesi konteynerlerin mülkiyetinin talep edilmesi halinde uygulanabilir niteliktedir. Bu itibarla mahkemece; davanın haksız fiil niteliğindeki eylemlerden kaynaklandığı, davalının süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu gözetilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.