MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2011/1036-2014/158 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkil sigorta şirketine sigortalı bulunan emtianın nakliyesi sırasında nakliye aracı ile birlikte çalındığını, poliçe kapsamında hırsızlık olayı sebebi ile müvekkilinin sigortalısına ödediği 108.180,63 TL'nin tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., zarardan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, malların nakliyesini yapan kişinin .... olduğunu, İsmail'in müvekkilinin işçisi olmadığını, sözleşmenin yapıldığı sırada rizikonun gerçekleşmiş olması nedeniyle ödemenin hatır ödemesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketine sigortalı bulunan emtianın 31/05/2009 tarihinde çalındığı, poliçenin teklif tarihinin 01/06/2009 olup tanzim tarihinin 03/06/2009 tarihi olduğu, dolayısı ile hırsızlık olayının vukuundan sonra poliçenin tanzim edildiği, aslında davacı sigorta şirketinin oluşan hasardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, ödemenin hatır ödemesi olduğu, bu nedenle davacının rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, poliçenin rizikodan sonra tanzim edildiği, davacı sigortacının ödemesinin hatır ödemesi olduğu ve rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı sigorta şirketi, sigortalısına ödeme yapıp sigortalının olay nedeni ile 3. kişilere karşı olan talep ve dava haklarını dosya içerisinde mevcut ibra ve temlik belgesiyle temlik almıştır. Başka bir anlatımla, dava dışı sigorta ettiren, olayla ilgili olarak uğradığını iddia ettiği zarar nedeniyle davalıdan talep edebileceği alacağını dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 162. ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirkete temlik etmiştir. Bu durum karşısında davacının sigorta ilişkisi dışında alacağın temliki hükümlerine göre de talep hakkı bulunmaktadır. O halde, davacının temlik alan sıfatı ile sigortalı emtiada gerçekleşen gerçek zararı isteme hakkı olduğunun kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.