MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2010/820-2012/619Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/12/2012 tarih ve 2010/820-2012/619 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .. Servis Lpg Modifiye Ltd. firmasının ortağı, davalının ise ortağı ve müdürü olduğunu, davalının şirket faaliyetlerinde kullanılmak üzere para talep ettiğini, bu kapsamda 419.250 TL para gönderildiğini, davalının şirket kazancını kar elde etmek için kullanmadığını, şirket gelirlerini şahsi işleri için harcadığını, şirketin içini boşaltmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, şirket müdürlüğünün kendisine yüklediği görevleri ihmal ettiğini, 6762 sayılı TTK'nın 336. maddesi uyarınca doğrudan zararların tazmininin istenebileceğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, tarafların dava dışı şirkete ortak olduğu, davacının şirkete 419.250 TL para gönderdiği, bu miktarın 30.000 TL kısmı sermaye borcu kabul edildiğinde 389.250 TL zarar bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 10.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir. Dava, limited şirketin müdürü olan davalının, şirkete verdiği ileri sürülen zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne, 10.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, 6762 sayılı TTK’nın 556. madde hükmü yollamasıyla, aynı Kanun'un 336. maddesi uyarınca, yöneticilerin eylemleri doğrudan zarara yol açmışsa, yani bu eylemler sonunda yöneticiler, ortakların veya alacaklıların mal varlığında doğrudan azalmaya yol açmışsa bu zararı veren yöneticilere karşı zarar gören adına tazmin istemiyle dava açılması mümkündür. Ancak zarar doğrudan değil, dolayısı ile, yani ortak veya alacaklının değil, onların çıkarlarının bağlı olduğu şirket varlığında azalmaya yol açmışsa, TTK’nın 340'ıncı maddesi yollamasıyla, aynı Yasa'nın 309'uncu maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak davada, hükmolunacak tazminatın şirkete verilmek üzere istenmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir.Somut olayda, davacının iddiası, davalının müdürlük görevini ihmal ettiği, şirket faaliyetinde kullanmak üzere gönderilen paraları şahsı için harcadığı, bu surette zarara uğradığına yönelik olup, dolaylı zarara ilişkin işbu davanın TTK'nın 309. maddesine dayalı olarak açıldığının kabulü gerekir. Yukarıda açıklanan ilke uyarınca davacı alacaklının dava hakkının bulunduğunun kabulü zorunlu ise de, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere böyle bir davada davacının dava sonunda hükmedilecek tazminatı şirket yararına istemiş olması gerekmektedir. Oysa somut olayda, davacı alacağın kendisine ödenmesini talep etmiş olup mahkemece bu husus nazara alınarak davalı yönünden açılan davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.