Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1959 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1799 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.12.2015 tarih ve 2015/1180-2015/1339 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin...'nin ortağı olduğunu, söz konusu şirketin TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca davalı kurumca 30/12/2013 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, bu nedenle resen kaydı silinen şirket üzerinde kayıtlı taşınmaz ile ilgili işlem yapılamadığını ileri sürerek karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının ortağı olduğu limited şirketin 30/12/2013 tarihinde TTK geçici 7. maddesi uyarınca.....l Müdürlüğü'nce kaydının resen terkin edildiği, kaydın silinmesi sürecindeki tebligatların usulüne uygun yapılmadığından terkin işleminin uygun olmadığı, şirketin işlem görmesi gereken sahibi olduğu taşınmazla ilgili ihyasının gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ...'nin ihyasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup, mahkeme kararında şirket kaydının terkinine esas olarak yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı yönündeki gerekçe doğru değil ise de, resen terkin işleminin usule uygun olarak yapıldığı ancak terkin edilen şirket üzerine kayıtlı taşınmazla ilgili işlem yapılabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğinden, bu gerekçeyle ihya kararı verilmesi doğrudur. Ancak, mahkemece, ek tasfiye işlemlerini yapması için yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda olumlu veya olumsuz karar verilmeksizin, sadece şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.