Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19561 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11165 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2014NUMARASI : 2013/6-2014/131Taraflar arasında görülen davada Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07/03/2014 tarih ve 2013/6-2014/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili olan Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli olan Tevfik Irmak’ın 1999 yılında ölümünden sonra da emekli aylıklarının davalı banka tarafından verilen ATM kartı ile çekildiğinin anlaşıldığını ve bu zararın oluşumundan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 16.906,12 TL kurum zararının ödeme tarihlerinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu ödemelerin otomatik ödeme cihazıyla yapıldığı ve taraflar arasındaki protokolün 9. maddesi gereğince müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, düzenlenen bilirkişi ek raporlarına göre, taraflar arasında imzalanan 17/02/2003 tarihli protokolün 16. maddesinin yollamasıyla 43. maddede sigorta ve hak sahiplerine verilerek olan ATM kartlarının kullanımından doğan hukuki sorumluluklarından bankanın sorumlu olduğunun düzenlendiği, bu nedenle bankanın sorumluluğunun 17/02/2003 tarihinden itibaren başlaması gerektiği, bilirkişi raporunda, bankanın sorumlu olduğu tarihten dava tarihine kadar 12.163,10 TL asıl alacak ve 4.990,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.153,40 TL'den sorumlu olduğunun hesap edildiği, davalının sorumlu olduğu dönem itibariyle davacı kurumun Tevfik Irmak'ın vefatından haberdar olamayacağı ve bu dönem için davacı kurumun müterafik kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 12.163,10 TL asıl alacağın kararda belirtilen dönemler ve miktarlar üzerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak, mahkemece 15.869,95 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin verilen ikinci karar davacı tarafından temyiz edilmeyip, sadece davalının temyizi ile davalı yararına bozulmuş olup mahkemece usulü kazanılmış hak göz ardı edilerek bu kez 17.153,40 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.3-Ayrıca, her ne kadar mahkemece sözleşme gereğince davacının herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı, bu nedenle kendisine kusur yükletilemeyeceğine ilişkin bilirkişi raporuna göre tüm kusurun davalıda olduğu kabul edilmiş ise de, davacı da belli periyotlarla sigortalının hayatta olup olmadığını kontrol etmeyerek davalı Banka'ya maaş göndermeye devam etmekle kusurludur. Bu nedenle mahkemece kusur oranları konusunda davacının açıklanan eylemi de gözetilerek bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.