MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/12/2012NUMARASI : 2008/15-2012/312Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/12/2012 tarih ve 2008/15-2012/312 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı V.. N.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 Sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı V. N.V adına tescilli bulunan faydalı model belgesine konu buluşun yenilik niteliğini taşımadığını, davaya konu faydalı modelin başvuru tarihinden 12 ay öncesinden daha önceki bir tarihte kamuya açıklanıp üretilmiş olduğunu, davaya konu buluşun davacıya ait olduğunu, davalının müvekkilinin buluşunu taklit ederek üretim yaptığı ve bu nedenle başvuru hakkına sahip olamayacağını, davaya konu faydalı model belgesinin yeterince açık ve tam olarak tanımlanmadığını, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, zira davalı şirket kurucularının davacı şirketin eski çalışanları olduğu, ayrıca davacı şirketin Türkiye'deki acentesi olan dava dışı şirket çalışanı olan E. Y.'ın, davalı yabancı şirketin lisans alanı olan diğer davalı şirketin gizli, ortağı olduğunu ileri sürerek davalı V. N.V adına tescilli bulunan faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir, yargılama sırasında dava konusu faydalı model belgesine konu istemlerin usule ilişkin olduğu bu nedenle de 551 Sayılı KHK'nın 156. maddesi gereğince de hükümsüz kılınmasını talep etmiştir. Davalı V. N.V vekili, buluşlarının yeni olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Diğer davalı vekili, husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu faydalı modele konu buluşun yeni olduğu, ancak 6 ve 7 nolu istemlerinin usule ilişkin olduğu gerekçesiyle davalı V. N.V yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile davaya konu faydalı model belgesinin 6 ve 7 nolu istemlerinin hükümsüzlüğüne, diğer istemler yönünden talebin reddine, diğer davalı yönünden açılan davanın ise, davaya konu faydalı model belgesi davalı V. N.V adına tescilli bulunduğundan, husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı V. N.V vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 551 sayılı KHK'nın 155. maddesi kapsamında usullere ilişkin faydalı model belgesi verilmesinin mümkün olmamasına ve dava konu faydalı model belgesinin 6 ve 7 numaralı istemlerinin usule ilişkin bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı V. N.V. adına tescilli bulunan faydalı model belgesine konu buluşun davacının 2005/0695 sayılı patent başvurusu karşısında yeni olduğu belirtilmişse de, davacı tarafından sunulan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu faydalı model belgesine konu buluşun davacının 2005/0695 sayılı patent başvurusu karşısında yeni olmadığı mütalaa edilmiştir. Ayrıca, davacı tarafından V. Makine San. ve Tic. aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan sözkonusu davada, anılan şirketin 2004'ten bu yana Efesus markalı makineleri üretip sattığını ve bu makinelerin de işbu davada dava konusu olan davalı V. N.V şirketi adına faydalı model belgesi ile tescilli olduğunu savunduğu hususu davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde itiraz konusu yapıldığı halde, ek raporda bu itirazlar da irdelenmemiştir. Bu durumda, mahkemece işbu davada ve yukarıda sözü edilen raporlar arasındaki çelişki giderilerek ve davacının itirazları da değerlendirerek hasıl olacak sonuç çerçevesine bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı V.. N..'den alınmasına, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.