Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19396 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13015 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/03/2014NUMARASI : 2013/5-2014/73Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/03/2014 tarih ve 2013/5-2014/73 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili Z.'in 23.8.2006 tarihinde yolcu olarak bindiği trenden inerken tren ile peron arasına düştüğünü ve iki bacağının kesildiğini, uzun süreli kullanım ve zemin kayması nedeniyle istasyon hizasında bulunan rayların arasının normalden fazla açıldığını, davalının ihmali ile onarılmamış bu açıklığın kazanın başlıca sebebi olup, müvekkilinin trenden inerken bu boşluğa düştüğünü, müvekkillerinin kaza nedeni ile maddi ve manevi zarar gördüklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, Zafer için 300.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, anne ve babası olan F.. ile A..in her biri için 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tazminat taleplerinin yersiz ve fahiş olduğunu, davacının maluliyet oranı ve mesleğine yönelik iddiaların da ispatı gerektiğini, faiz talebinin de haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tren henüz hareket halinde ve istasyona yaklaşmakta iken tam olarak durmadan davacının trenden atlamak suretiyle dengesini kaybederek düştüğü ve akabinde de yaralandığı, davacının trenin durmasını beklemeden açık olan kapıdan atlayarak inmesi nedeniyle kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, trenin kapısı açık olmasaydı davacı Z..'in de trenden atlamak gibi bir hareketi olmayacağından trenin, henüz durmadan ve hatta seyir halindeyken de kapıların açık bırakılmasının davalının kusurunu oluşturduğu, bu nedenle davacı Z.. ve davalının kazanın oluşumunda eşit oranda kusurlu oldukları, alınan maliyet raporu itibari ile davacı Z...r'in %70 oranında maluliyetinin oluştuğu, çalışma gücünü 2/3oranında kaybettiği gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı Z. için 147.362,73 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin, maddi zararlarının oluşmaması nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin de kısmen kabulü ile, davacı Z.. için, yaşı, çalışma durumu, ayaklarını kaybetmiş olması, maluliyeti ile içine düştüğü sosyal psikolojik durum nedeniyle takdiren 20.000,00 TL, davacılar F.. ve A.. için, küçük oğullarının kaza neticesinde ayaklarında meydana gelen yaralanmadan dolayı duydukları elem, ızdırap ve üzüntü sebebiyle ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesine cevap dilekçesi olarak ibraz edilen ancak niteliği itibariyle katılma yoluyla temyiz dilekçesi olarak kabul edilerek bu doğrultuda değerlendirmeye tabi tutulan dilekçenin süresinde olmadığı gibi, temyiz defterine de kaydedilmediği anlaşılmıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)'nın 434. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 365. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin yasal temyiz süresi içerisinde temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının da yatırılmış olması gerekmektedir. Davacıların adli yardımdan yararlanmaları sebebiyle temyiz harcı yatırmaları gerekmez ise de, davalı tarafın temyiz dilekçesi 12/05/2014 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş olup, davacılar vekili yasal süre geçtikten sonra 27/05/2014 tarihinde temyiz dilekçesini verdiğinden, davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nın 767/5 maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.3- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece kusur oranının belirlenmesi amacıyla .. İnşaat . Ulaştırma Anabilim D..D.. İşletmesi ve İnşaatı Çalışma Grubu ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden 2 ayrı rapor alınmış olup, İTÜ tarafından düzenlenen raporda davacının %75, davalının %25, davalı personelinin ise kusursuz bulunduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda ise davacı ile davalının %50'şer kusurlu oldukları belirtilmiş olup, raporlar arasında açık mübayenet bulunmaktadır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere demiryolu kazalarında tarafların kusur oranlarını belirlemek teknik incelemeyi gerektirdiğinden mahkeme tarafından tarafların kusur oranları belirlenemez. Kaldı ki, mahkemece bu konuda 2 kez bilirkişi raporu alınmış olup, raporların çelişmesi halinde kusur oranının mahkemece de belirlenebileceğine karar verilemez. Zira, mahkemenin kabulünün aksine hakim ancak olayın oluş şeklini belirleme konusunda takdir hakkına sahiptir. Bu nedenle, mahkemece tarafların kusur oranına ilişkin bilirkişi raporlarındaki çelişkiyi giderici ve telif edici yeni bir rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.. 4-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin maddi ve manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin maddi ve manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, alınmadığı anlaşılan 25.20 TL temyiz ilam harcı ile 123,60 TL temyiz başvuru harcının davacılardan alınmasına, 10/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.