Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19393 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12574 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/03/2014NUMARASI : 2013/340-2014/173Taraflar arasında görülen davada Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/03/2014 tarih ve 2013/340-2014/173 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalı tarafa muhtelif defalarca nakliye hizmeti verildiğini, müvekkilince navlun faturası kesildiğini, söz konusu fatura bedeli ödenmediğinden davalı aleyhine ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcisi, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalının pancarlarının taşıma işinin yapıldığı, buna istinaden dava konusu edilen faturanın düzenlenerek icra takibi yapıldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun faturasına dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davacı tarafından davalıya ait pancarların taşıma işinin yapıldığı, buna istinaden dava konusu faturanın düzenlendiği, davalının takip miktarı kadar davacıya borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı temsilcisi 25/09/2013 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı tarafın pancarlarını çektiğini, bununla ilgili senet verdiğini, borcu kabul ettiğini, yalnız daha sonra davacının yeni fatura düzenleyerek borç miktarını arttırdığını, buna itiraz ettiğini, aralarındaki pancar çekimi nedeniyle 4.500,00 TL'lik borcu taksitlendirdiklerini, kendisinin bu borcu ödemekte olduğunu ifade etmiş; 07/03/2014 tarihli dilekçesiyle, dava konusu faturadan dolayı borcu olmadığını, davacıya yaptığı iş karşılığında 4.500,00 TL'lik senet verdiğini, bedelini peyder pey ödediğini, senede dayalı da hakkında icra takibi yapıldığını belirtmiştir. Yani davalı temsilcisi, davacıya kendisinin 4.500,00 TL borcunun bulunduğunu, davalı şirket adına kesilen dava konusu fatura sebebiyle davalının borçlu bulunmadığını, kendi borcu olan 4.500,00 TL için de verilen senede istinaden davacı tarafından takip yapıldığını ve bu bedeli ödediğini savunmuştur. Bilirkişi raporunda takip ve davaya konu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davalı tarafın defterlerinde kayıtlı bulunmadığı tespit edilmiştir. Davaya konu faturanın davalı şirkete tebliğine ilişkin davacı delili de bulunmamaktadır. Bu suretle; savunmada bahsi geçen şirket temsilcisinin borcu sebebiyle yapıldığı bildirilen Afyonkarahisar 3. İcra Müdürlüğünün 2013/2169 E sayılı icra dosyasının celbiyle, dava konusu faturanın davalıya tebliğ edilmediği ve davalı defterlerinde de kayıtlı olmadığı da kabul edilerek; delillerin takdiriyle sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.