MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2010/170-2013/207Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2013 tarih ve 2010/170-2013/207 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının “dit” ibareli markanın sahibi bulunduğunu, davalının “DIT” unsurlu markaları kötüniyetli biçimde adına tescil ettirdiğini, davalının markalarının bir kısmının başvuru aşamasında bulunduğunu, anılan markaların müvekkili markalarıyla iltibasa sebebiyet verebileceğini ileri sürerek, davalı adına tescilli “DIT” unsurlu markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalının başvuru aşamasındaki markalarının kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz yarattığının tespitine, tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı markalarının tanınmış marka olduğunu, seri marka niteliğinde bulunduklarını, dava konusu markaların davacının markasıyla herhangi bir iltibas yaratmadığını,davacının uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının ticaret unvanının çekirdek unsuru olan Asya Bank ile birlikte kullanıldığında söz konusu markanın ayırt edicilik kazanmış olduğu ve kendi sektöründe tanınmış marka olduğu, davalının esas unsur olarak davalı yana ait ayırt edicilik kazanmış başka bir tanınmış marka olan Asya ibaresini içeren hükümsüzlüğü istenenmarkaların davacıya ait dit markası ile herhangi bir iltibasın bulunmadığı, www.ditcard.com markası ile davacı markası arasında işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik olmasına rağmen tarafların iştigal alanlarının farklı olması ve hitap ettikleri tüketici kitlesinin farklı olması nedeniyle sözkonusu kullanımların iltibas teşkil etmediği, davalının ilk marka tescili üzerinden 5 yıl geçmemişse de davalının yoğun reklam kampanyaları yaptığı, ürünler üzerinde yüklü yatırımlar yapılan bankacılık sektöründe faaliyet gösterdiği, 16 tane marka tescil ettirdiği ve birçok marka başvurusunda bulunduğu, bankacılık sektörü gibi yaygın reklam kampanyaları ile çok kısa sürede ayırt edicilik kazanabilecek bir sektörde faaliyet gösteren davalıya yönelik davanın daha kısa sürede açılması gerektiği, bu nedenle davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, önceki tescile dayalı marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemlerine ilişkindir. 556 sayılı KHK'nın 8/1-(b) bendi uyarınca “Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.” Aynı KHK'nın 42/1-(b) maddesine göre de “8. maddede sayılan haller” hükümsüzlük sebebidir.Yukarıda açıklanan hükümlerden anlaşılacağı üzere, marka hukukunda kural olarak tescilde öncelik ilkesi geçerlidir. Dava konusu markalardan davalı adına tescilli 2008/62216 sayılı marka “www.ditcard.com”, davacının daha önceki tarihli markası ise “dit” kelimesinden oluşmaktadır. Uyuşmazlığa konu işaretlerin kapsadığı 9. sınıflardaki emtialar yönünden işaretler arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü gerekirken, www.ditcard.com markası ile davacı markası arasında işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik olmasına rağmen tarafların iştigal alanlarının farklı olması ve hitap ettikleri tüketici kitlesinin farklı olması nedeniyle sözkonusu kullanımların iltibas teşkil etmediği gerekçesine yer verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verildiğinden uyuşmazlığın hallinde sessiz kalma yoluyla hak kaybının doğup doğmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Davacının önce davalının “dıt” unsurlu marka başvurularına itiraz etmesi, ardından da işbu davayı açması, yine davalının dava dışı “dıt” unsurlu marka başvurularına davacının itirazı üzerine verilen YİDK kararlarının iptali talebiyle davalı tarafından açılan davada Dairemizce onanan Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 17/03/2014 tarihli 2013/45 E- 2014/55 K sayılı ilamıyla davanın reddine karar verilmiş olması nazara alındığında davacının “dıt” ibaresinin kullanımına karşı sessiz kaldığından söz edilemeyeceği gibi, önceki davranışı ile çelişki oluşturup karşı tarafta yarattığı güven nedeniyle çelişkili davranma yasağı (Venire contra factum proprium) ilkesi uyarınca MK’nun 2. maddesi ile düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu da kabul edilemez. Yine, davalının 2008/62216 sayılı markasının tescil tarihinin 18/05/2010, dava tarihinin ise 24/11/2010 olmasına göre 556 sayılı KHK'nın 42/a maddesinde düzenlenen yasal 5 yıllık dava açma süresinin de geçmediği anlaşılmakla, davacının uzun süre sessiz kalması nedeniyle hükümsüzlük davasını açma hakkını kaybettiği söylenemez. Bu suretle; mahkemece, dava konusu 2008/62216 sayılı “www.ditcard.com” ibareli marka ile davacıya ait 2007/00961 sayılı “dit” ibareli marka arasında işaretlerin kapsadığı 9. sınıflardaki emtialar yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü ile adı geçen markanın 9. sınıf emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.