Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19374 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12124 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/03/2014Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/03/2014 tarih ve 2011/572-2014/132 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında, çıkan anlaşmazlıkların çözümü için, 15/02/2008 tarihli protokol imzaladıklarını, işbu protokolün 3/e maddesine göre davalının davacıya 400.000,00 TL bedelli çeki 18/02/2008 tarihinde teslim etmeyi ve borcunu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının bu yükümlülüğünü ihtarlarına rağmen yerine getirmediğini, protokol hükümlerini ihlal eden davalının protokolün 3/g maddesi gereğince de 500.000,00 TL cezai ödemesi gerektiği, toplam 900.000,00 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine başlattıkları icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının iradesinin doğru olarak protokole yansıtılmadığını, davacıya borcu olmadığını, aksine davalının, yapılan hisse devirleri uyarınca, davacıdan alacaklı olduğunu, protokol hükümlerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen 15/02/2008 tarihli protokolün 3/e maddesindeki çekin davalı tarafça düzenlenip davacıya teslim edilmediği sabit olup davalı tarafın bu yükümlülüğü yerine getirmeme gerekçesi olarak böyle bir borcu olmadığını savunduğu, oysa dava konusu protokolün 3/e maddesinin müstakilen hiçbir şarta bağlı olmaksızın davalıya bu yükümlülüğü getirdiği, protokolün 3/g maddesine göre bu yükümlülüğün davalı tarafından yerine getirilmeyişi nedeniyle davacının cezai şart alacağının da doğduğu,alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline ve asıl alacağın %20'si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, sözleşmede kararlaştırılan çek bedelinin ve cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Zaman itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı BK'nın 158'inci maddesine göre akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise, hilafına mukavele olmadıkça, alacaklı ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir, akdin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise, alacaklı hem akdin icrasını hem meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Davacıların murisi ve davalı arasında düzenlenen protokolün 3/e maddesinde davalı R...' G..'in davacıların murisi M.. G..'e 400.000,00 TL tutarlı çeki, 18/02/2008 tarihinde vereceği, 3/g maddesinde de taraflardan herhangi birinin protokolle üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirmediği takdirde, protokolü ihlal eden tarafın, 500.000,00 TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalının, protokolün 3/e maddesinde belirtilen çeki davacıya vermediği ve çek bedelini de ödemediği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak protokolün 3/e maddesinde kararlaştırılan cezai şartın ifa ile istenebilip istenmeyeceği hususunda mahkemece hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davacıların murisi ve davalı arasında düzenlenen protokolde düzenlenen cezai şartın, yerine getirilmeyen edimle birlikte istenebilip istenemeyeceği hususunda, 818 sayılı BK'nın 158'inci maddesi de gözetilerek, bir değerlendirme yapılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Kabule göre de; davalı cevap lahiyasında cezai şart miktarının çok yüksek olduğunu, bu nedenle mahfına neden olacağını savunmasına rağmen mahkemece cezai şartın, 818 sayılı BK'nın 161'inci maddesi gereğince tenkisi gerekip gerekmediği yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması da doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE , (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.