Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19333 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 189 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAYSERİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2012/217-2013/253Taraflar arasında görülen davada Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/10/2013 tarih ve 2012/217-2013/253 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/12/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. D.. A.. ile davalı vekili Av. M.. Ö.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 29.02.2008-2009 tarihlerini kapsar şekilde işveren sorumluluk sigortası düzenlendiğini, 01.03.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan işçi tarafından müvekkili hakkında açılan tazminat davası sonucu müvekkilinin 159.340,00 TL tazminat ve 11.033,70 TL mahkeme masrafı ve harç ödemek zorunda kaldığını, toplam 170.373,70 TL’den davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, anılan bedelin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, poliçenin rizikodan sonra 26.03.2008 tarihinde düzenlendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bu tarihten sonra başladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, işveren mali sorumluluk sigorta poliçesinin 29.02.2008-2009 tarihlerini kapsayacak şekilde 26.03.2008 tarihinde düzenlendiği, davalı tarafından prim bedelinin rizikonun kendisine bildirilmesinden sonra tahsil ettiği, buna göre davalının poliçeden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, işveren mali sorumluluk sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.İlke olarak, sigorta hukukunda sigorta akdinin meydana gelmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga TTK’nın 1279. maddesi hükmüne göre riziko, genel olarak sigorta sözleşmesinin vücut bulması ve yine aynı yasanın 1295. maddesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun başlamasından sonra oluşması halinde sigorta teminatı içerisinde kabul edilir. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için de TTK’nın 1282 ve 1295. maddeleri hükümleri uyarınca primin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması zorunludur.Somut olayda, davalının acentesi tarafından 26.03.2008 tarihinde 29.02.2008-2009 tarihlerini kapsayacak şekilde sigorta poliçesi düzenlenmiş olup, riziko ise poliçenin düzenlenmesinden önce 01.03.2008 tarihinde meydana gelmiş ve prim bedeli de 21.06.2008 tarihli çek ile acenteye ödenmiştir. Her ne kadar mahkemece, rizikonun sigorta teminatı altında olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, sigorta poliçesinin rizikonun meydana gelmesinden sonra yapılmış olması karşısında gerçekleşmiş bir riziko nedeniyle sigorta şirketinin sorumluluğundan bahsedilemez. Bu itibarla, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.