MAHKEMESİ : KULA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/10/2011NUMARASI : 2010/94-2011/453Taraflar arasında görülen davada Kula Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/10/2011 tarih ve 2010/94-2011/453 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket adına kayıtlı ancak diğer davalının kullanmakta olduğu 2 adet araç için düzenlediği kasko sigorta poliçelerinin prim borçlarının yatırılmaması sebebiyle iptal edildiğini, iptal tarihine kadarki dönem için davalıların toplam 2.957,99 TL borçlu olduklarını, bu kapsamda icra takibi başlatılmış ise de, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek 2.957,99 TL prim borcunun yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların .. NJ .. plakalı araç yönünden poliçenin iptal tarihine kadarki dönem itibariyle 1.694.39 TL,.. U .. plakalı araç yönünden poliçenin iptal tarihine kadarki dönem itibariyle 1.263,60 TL olmak üzere toplam 2.957,99 TL borcu bulunduğu, davacı ile L.. Sigorta A.Ş arasında akdedilmiş acentelik sözleşmesi kapsamında davacının prim tahsil etme yetkisinin bulunduğu, yine davacı ile T.Genel Sigorta A.Ş arasında 18/07/2008 tarihinde akdedilmiş acentelik sözleşmesi kapsamında davacının prim tahsil etme yetkisinin olduğu, her ne kadar acentelik sözleşmesi poliçenin iptali tarihinden sonra yapılmış ise de, Genel Sigorta A.Ş'nin davacının yapmış olduğu sigorta sözleşmesine itiraz etmeyerek zımni muvafakat verdiği, yapılan poliçenin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.957,99 TL prim borcu alacağının, temerrüt tarihi olan 14.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 1270/1 maddesinde ''bir kimse diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta akdedebilir; şu kadar ki; o kimse, nam veya hesabına hareket ettiği kimseyi temsile salahiyetli değilse sigorta priminden dolayı bizzat mesul olur.'' düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamına sunulmuş bulunan belgelerin incelenmesinde, davalı şirket lehine diğer davalı H.. D.. tarafından sigorta yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı H.. D..'in davalı şirketi temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, şirketi temsil yetkisi bulunduğunun anlaşılması halinde şirketin de ödenmeyen prim alacağından sorumlu olacağı, aksi halde davalı H.. D..'in tek başına dava konusu prim borcundan sorumlu olacağı hususu gözetilmek ve değerlendirilmeksizin yazılı şekilde davalı şirketin sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Ayrıca, Genel Sigorta A.Ş. tarafından dosya kapsamına gönderilmiş bulunan 04.04.2011 tarihli yazı kapsamında, davacının acentelik sözleşmesinin dava konusu 2275821 sayılı poliçenin iptal tarihinden sonra başladığı belirtildiğine göre, davacı, 2275821 sayılı poliçeden kaynaklanan prim bedelini ancak dava dışı Genel Sigorta A.Ş.'ye ödemesi halinde talep edebilecektir. Buna göre, mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın ve dava dışı sigorta şirketinin de açık bir muvafakat veya temlik beyanı bulunmadığı gözetilmeksizin 2275821 sayılı poliçe yönünden de yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.