Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19279 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13914 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2014NUMARASI : 2011/824-2014/260Taraflar arasında görülen davada Mahkemesi’nce verilen 22/04/2014 tarih ve 2011/824-2014/260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından sigortalı firma tarafından Bangladeş'de bulunan dava dışı firmadan satın alınan sigortalı konfeksiyon emtiasının davalı şirketin sorumluluğunda yapılan taşıması neticesinde antrepoda konteynır kapakları açıldığında, konteynır tavanında delik bulunması nedeniyle emtianın ıslanarak hasar gördüğünü, müvekkilince sigortalısına 1.820,07 USD hasar bedeli ödendiğini ileri sürerek, 1.820,07 USD'nin fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, emtiaların konteynır ile Bangladeş'ten İstanbul'a nakliyesinin S.. C..Lines N.V. tarafından üstlenildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun limana varışa kadar olduğunu, emtianın limana kadar hasarsız taşındığını, ıslaklığın deniz suyundan kaynaklanmadığını, müvekkilinin hasardan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının forwarder olmadığı, dava konusu hasardan sorumlu olabilmesi için limandan antrepoya kadar olan taşımayı da üstlenmiş olması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine istinaden sigorta şirketinin taşıyıcıdan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.28.04.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5136 sayılı Yasa ile 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkrada, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığı'nca, bu Yasa'nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulacağı, bu mahkemelerin yargı çevresinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirleneceği düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme doğrultusunda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararıyla da, bu tür davalara denizcilik ihtisas mahkemesi bulunmayan yerlerde birden fazla ticaret mahkemesi bulunması halinde (1) numaralı ticaret mahkemesinin bakacağı belirlenmiştir. Deniz ihtisas mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer mahkemeler arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Somut olayda, davacı taraf, dava konusu emtianın davalının sorumluluğunda Bangladeş'ten Türkiye'ye taşınmak üzere gemiye yüklendiğini ileri sürmüş, davalı taraf da Kumport Limanına kadar olan taşımayı üstendiğini ifade etmiş olup, dosyadaki navlun faturasından emtianın deniz yoluyla Bangladeş-İstanbul arası taşındığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, dava tarihinde yürürkükte olan 6762 sayılı TTK'nın “Deniz Ticareti” başlıklı 4. kitabındaki 893 ve onu izleyen maddelerde düzenlenen hükümler dikkate alınarak çözümlenecektir. Dolayısıyla görevli mahkeme, denizcilik ihtisas mahkemesidir. O halde, sulh hukuk mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın resen bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.