Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19277 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16005 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/12/2011NUMARASI : 2010/174-2011/313Taraflar arasında görülen davada Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/12/2011 tarih ve 2010/174-2011/313 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Duygu Koçyiğitoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan taksitli araç satış kredisi kullandığını, taksitlerini zamanında ödeyerek borcunu kapattığını ancak davalının haksız olarak icra takibi başlattığını ve araç üzerine rehin koyduğunu, yapılan tebligatın usulüne uygun olmamasına ragmen haciz işlemlerine devam edildiğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı Banka vekili, icra işleminin davacının kefil olduğu bir başka kredi için başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının kredi ilişkisi nedeni ile davalı bankaya borçlu olduğu, davalının buna istinaden icra takibi başlattığı, davacının takibe ve haciz işlemine itiraz etmediği, takip hukuku hükümlerine göre yapılan takip ve haciz işleminin haksız olduğuna dair mahkemeye delil bildirmediği, bu yönde kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz etmediği, iddiaların bu davada tartışılma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacının, davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle temerrüde düştüğü, davalının buna istinaden icra takibine başladığı, davacının aracının üzerine fiili haciz uygulandığı buna karşın davacının, icra takibinden habersiz fiili haciz uygulanmadan önce bankaya borcunu ödediğini savunması karşısında, davacının ödemesi ve ödeme sonucu davalıya borcu kalıp kalmadığı belirlenerek fiili haczin uygulanması ve devamında davalının haklı olup olmadığı buna göre davacının araç üzerine konan haczin haksız olup olmadığı saptanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.