Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19255 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12548 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 47. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/05/2014NUMARASI : 2013/101-2014/177Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2014 tarih ve 2013/101-2014/177 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve fer'i müdahil T.. T.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin tasarrufunu değerlendirmek için E.. A.Ş'ye başvurduğunu, banka çalışanlarının bir iştiraki olarak tanıtması ve müvekkilinin iradesinin sakatlanmasıyla 50.000 USD'nin ..Off Shore Ltd'ye yatırıldığını, bu şekilde off shore bankasına yatıralan paraların ..Grubu Şirketleri'ne usulsüz kredi olarak kullandırıldığını, banka yöneticilerinin nitelikli zimmet suçlarından mahkum olduklarını, bu kişilerin müvekkilini dolandırdıklarının netlik kazandığını, davalı bankanın külli halef sıfatı ile sorumlu olduğunu ileri sürerek 50.000 USD'nin 21.12.2009 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar işleyecek devlet bankalarının verdiği en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, T.. T..'nin 09.08.2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borç ve sorumluluğu üstlendiğini, müvekkilinin borçlu sıfatının bulunmadığını, off shore bankasının farklı bir tüzel kişiliğe sahip olmasından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.Fer'i müdahil T.. T.. vekili, dava konusu hesabın müşterek olduğundan sadece davacının bir talepte bulunamayacağını, husumetin off shore bankasına yöneltilmesi gerektiğini, kesin hüküm ve derdestliğin bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının serbest iradesi ve daha fazla faiz getirisi için parasını kıyı bankacılığında değerlendirmek istediğini, off shore hesaplar hakkında sigorta garantisinin bulunmadığını, davalı bankanın sadece vekalet görevini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, zaman aşımı süresinin dolmadığı, paranın E.. Bank Off Shore Ltd. Şti. hesabına aktarılmadığı, bu şirketten dava konusu paranın tahsil edilme olanağının kalmadığı, davalı bankanın mevduat toplamaya ilişkin Bankacılık Yasası'na aykırı olarak ..Bank Off Shore Ltd. Şti'nin bu bankanın şubesi gibi havale görünümlü mevduat toplama işlemi yaptığı, davalı bankaya birleşme ve devir sureti ile intikal eden ..Bank A.Ş. çalışanlarının yaptığı haksız eylem nedeni ile davalı bankanın kusursuz olarak sorumlu olduğu, görünüşteki havalenin gerçekte ilgili bankanın merkez şubesinin hesabında bulunduğu, bu nedenle güven ve itibar kurumu olan bankaların topladıkları mevduatları iade ile yükümlü olduğu, davacının münferit para çekme yetkisinin bulunmadığına dair davalı iddiasının belge ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 50.000 USD'nin 21.12.1999 tarihinden itibaren devlet bankalarının yabancı mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve fer'i müdahil T.. T.. vekili temyiz etmiştir.1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekili ile fer'i müdahil T.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-) Ancak, dava konusu hesabın ortak hesap olduğu, ortak hesap sahiplerinden sadece davacının işbu davayı açtığı anlaşılmakta olup, mahkemece "davacının münferit para çekme yetkisinin bulunmadığına dair davalı iddiasının belge ile ispat edilemediği" gerekçesiyle off-shore bankasına gönderilen tüm miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan belgelerden davacı ile dava dışı A.. İ..'nin E..A.Ş. nezdinde ortak hesap açtıkları, bu hesaptaki paranın bilahare off-shore bankasına aktarıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı bankanın sorumluluğunun E. A.Ş'ye yatırılan mevduattan kaynaklandığı, hesaptaki paranın banka çalışanlarının haksız eylemleriyle off-shore bankasına aktarılması nedeniyle davalının mevduatın iadesi ile yükümlü bulunduğu gerekçesi ile dava kabul edildiğine göre,..A.Ş. nezdinde açılan hesabın özelliğine bakılarak karar verilmesi gerekir. Ancak, E.. A.Ş. nezdinde açılan hesaba ilişkin sözleşmenin sadece ilk ve son sayfalarının ibraz edildiği, sözleşmenin diğer sayfalarının getirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece davacı ve dava dışı A.. İ.. tarafından E.. A.Ş'de açılan ortak hesap sözleşmesinin tümünün celbedilmesi, bilirkişiden bu hesaba ilişkin sözleşme ve eklerinin incelendiği rapor alınması, davacının tek başına dava açıp ortak hesaptaki tüm parayı kendi adına isteyip isteyemeyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile fer'i müdahil T.. T.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile fer'i müdahil T.. T.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz edenler yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.