Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19232 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12582 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/03/2014NUMARASI : 2013/254-2014/58Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/03/2014 tarih ve 2013/254-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin alacaklarına karşılık aldığı Şekerbank Maltepe Şubesi'ne ait 01.10.2005 keşide tarihli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle İstanbul 5. İcra Müdürlüğü'nün 2006/1542 esas sayılı dosyasında davalılarla birlikte diğer borçlular aleyhine icra takibi yaptığını, İstanbul Adliyesi'nin Çağlayan Adliyesi'ne taşınması ve dosya numarasının eski olması nedeniyle dosyaya 2012/2331 esas numarası verilerek takibe bu numara üzerinden devam edildiğini, müvekkilince davalılar aleyhine maaş haczi konulmasına ilişkin talepte bulunulması sonrasında davalıların İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/606 esas sayılı dava dosyasında zamanaşımı ve İİK 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılması isteminde bulunduklarını, mahkemece yapılan yargılama neticesinde zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilip kararın kesinleştiğini, müvekkilinin 01.10.2005 tarihi itibariyle bakiye 99.314,70 TL alacağının bulunduğunu, alacağın zamanaşımına uğramadığını, icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın alacağı ortadan kaldırmadığını, ileri sürerek İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/606 esas 2012/734 karar sayılı dosyasında verilen icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ödenmeyen 99.314,70 TL asıl alacağın çek ödeme tarihi olan 01.10.2005 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, mahkemenin başka mahkemece verilen bu kararı kaldırma yetkisinin bulunmadığını, dava konusu çek üzerinde müvekkililerinin ciranta olarak imzalarının bulunduğunu, davacı ile aralarında temel ilişki sayılabilecek başkaca bir ilişkinin bulunmadığını, davacının temel ilişkinin varlığını da ispat edemediğini, davacının asıl alacak yönünden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talepte bulunması halinde dahi TTK'nın 732. maddesi uyarınca ciranta konumundaki müvekkillerinden böyle bir talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İstanbul 21. İcra Mahkemesi'nin 2012/606 esas sayılı dava dosyasında davalıların şikayeti üzerine 19.07.2012 tarihli karar ile icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15.04.2013 tarihinde kesinleştiği, davanın yasal 7 günlük süresinde açıldığı, davacı tarafından TTK'nın 726. maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresince icra dosyasının işlemsiz bırakıldığı, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığı, zamanaşımına uğramanın 6102 Sayılı Yasa'nın 814. maddesinde yapılan değişiklik öncesinde meydana gelmesi nedeniyle değişiklik yapılan hükümlerin somut olaya uygulanamayacağı, davada zamanaşımını kesen sebeplerin varlığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı vekili, dava dilekçesinde İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen icranın geri bırakılması kararının iptali yanında zamanaşımına uğramış çekin dayanağını teşkil eden temel ilişkiye dayalı olarak alacak isteminde de bulunmuştur. Dava konusu çeklerin zamanaşımına uğraması temel ilişkiye dayanılarak alacağın istenilmesine engel teşkil etmez. Mahkemece davacının temel ilişkiye dayandırdığı alacak istemine dair bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.