MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/03/2014NUMARASI : 2013/138-2014/120Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2014 tarih ve 2013/138-2014/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkil şirketin Tekirdağ Marmara Ereğlisi sınırlarında mukim .. İşletme Müdürlüğü'nün ana hesaplarından birinin davalı bankanın Marmara Ereğlisi Şubesi'nde yer aldığını, bu hesaplar üzerinden müvekkil kurumun çalışanlarından muhasebe müdürü olan Ş..D..'a usulsüz ödemelerde bulunulduğunun yapılan periyodik teftiş sırasında ortaya çıkartıldığını, bu işlemlerin yetkili ve geçerli imzası bulunmayan veya üzerine ekleme yapılan çeklerin Ş.. D..'a ödenmesi ve kurum hesabından para çekme hususunda yetkisi bulunmayan ş.. D..a bu hesaptan ödeme yapılması şeklinde gerçekleştiğini, bu şekilde; üzerinde lehdar olarak Ş.. D..'ın sonradan eklendiği 20.05.2008 tarih 143751 sayılı 74.239,00 TL bedelli çekin, üzerinde geçerli sadece bir imza bulunmasına ve diğer imzanın imza yetkisi bulunmayan Ş..D.. tarafından atıldığı 20.06.2008 tarih 143731 sayılı 47.869,00 TL bedelli çekin, üzerinde geçerli tek imza bulunan 22.09.2008 tarih ve 243783 sayılı 55.181,00 TL bedelli çekin, yetkisi bulunmamasına karşın 2.000,00 TL'nin 13.11.2006 tarih 498 sayılı banka fişiyle Ş.D..'a ödenmesi nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek dava konusu yapılan çekler ve dekon nedeniyle yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı ve husumete yönelik itirazlarının yanı sıra davadışı Ş..Da..'ın davacının çalışanı olduğunu, davacının çalışanını denetimde gerekli özeni göstermeyip zimmetine para geçirmesinin sorumluluğunu müvekkiline yüklemek istediğini, Ş.. D..'a ödenen çek bedellerinin sadece bir kısmının zimmete konu olması nedeniyle çek bedellerinin tamamının istenilmesinin dayanaksız olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı tarafından dava konusu yapılan 3 adet çek ve bir adet dekont yönünden davacı kurum çalışanı olan Ş..D..'a yapılan ödemelerin usule aykırı olduğu, bu işlemler nedeniyle davalının kusurunun bulunduğu, ancak davacının da çalışanı üzerinde gerekli denetimi yapmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu, bu nedenle tarafların kusur oranlarının % 50 olarak kabul edilmesi gerektiği, Ş..D.. tarafından tahsil edilen paranın tamamının zimmete geçirilmediği, bir kısmının ilgili yerlere aktarıldığı, bu nedenle zimmet miktarı ve kusur oranı dikkate alındığında 20.05.2008 tarihli 74.239,00 TL'lik çek yönünden 11.090,86, 20.06.2008 tarihli 47.869,00 TL'lik çek yönünden 7.232,17 TL, 22.09.2008 tarihli 55.181,00 TL'lik çek yönünden 15.785,15 TL ve dava dışı Ş.. D..'a dekont mukabili yapılan 2.000,00 TL ödeme yönünden davalının sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle 11.090,86 TL'nin 20.05.2008, 7.232,17 TL'nin 27.06.2008 15.785,15 TL'nin 06.10.2008, 2.000,00 TL'nin 13.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava bankacılık işleminden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının çalışanı üzerinde gerekli denetimi yapmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmesine karşın 13.11.2006 tarih 498 sayılı banka dekontuyla çekilen 2.000,00 TL yönünden belirlenen kusur oranı uyarınca bir indirim yapılmasının gerektiği ve davanın taraflar arasında aktedilen bankacılık sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının Borçlar Kanunu'nun 101. maddesi uyarınca dava tarihi öncesinde de temerrüde düşürülmediği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.