MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2013NUMARASI : 2012/35-2013/324Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/06/2013 tarih ve 2012/35-2013/324 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02/12/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan M.. O.. vekili Av. E.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili davalıların hissedarı olduğu dava dışı T.. Oyuncak Kırtasiye Basım Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti'deki hisselerini 12/01/2007 tarihli hisse devir sözleşmesi ile müvekkilleri ve dava dışı A.. D..'a devrettiklerini, A.. D.'ın da hissesini davacılardan S.. D..'a devrettiğini, bu devirlerin 31/01/2008 tarihi itibariyle şirket kayıtlarına işlendiğini, müvekkillerinin dergi işi ile uğraştıklarını, oyuncak satışı ve ticareti ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, ticaret tecrübelerinin bulunmadığını, şirkete ait defter ve belgeleri incelemediklerini, şirket devrini alınmasının dışında hiçbir ticari faaliyette bulunmadıklarını, SGK ve vergi dairesinden gelen ceza karşısında içine düştükleri durumun farkına vardıklarını, müvekkillerinin kandırıldıklarını ileri sürerek, hisse devrine ilişkin sözleşmenin ayıp ve gabin nedeniyle feshine ve şirketin davalılar adına hükmen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılaradan M.. O.. vekili ve davalı T.. K.., sözleşmenin 12/01/2007 tarihinde yapıldığını, davanın ise 17/01/2012 tarihinde açıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacıların hisseleri devir tarihi itibariyle aktif ve pasifi ile birlikte devir aldıklarını, vergi borçlarının sonraki döneme ait olduğunu savunarak, davanın yetki, zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre, davacıların dava dışı şirket hisselerini devir almalarının yalnızca evrak üzerinde gerçekleştiği, fiilen hiçbir ticari faaliyette bulunmadıkları, davacıların 1.800.000,00 TL vergi cezası ile karşı karşıya kaldıklarında olayı öğrendikleri, şirket müdürü olan davacı S.. D..hakkında önceki döneme ait çekler nedeniyle çeşitli davaların açıldığı, vergiye esas borcun 2006 yılına ait olduğunun 19/11/2011 tarihli vergi inceleme raporu ile anlaşıldığı, ihbarın 26/10/2011 tarihinde S.. D..'a yapılması ile borca batıklık durumunun anlaşıldığı, öğrenme tarihi olan 26/10/2011 tarihinden sonra 1 yıllık yasal süre içerisinde davanın açıldığı, borca batık bir şirketin devredilmesinde davacıların yaşları, mevcut statüleri dikkate alındığında iradelerinin yanıltıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılar (ayrı ayrı) vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, esasen dava dışı şirketin ilgili resmi kurumlara olan borcu ve şirketin dava tarihindeki durumu da gözetilerek dava dilekçesinde belirtilen dava değerinin dava konusu hisse devir sözleşmelerinde yazılı tutardan farklı olarak 50.000 TL olarak gösterilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar (ayrı ayrı) vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, dava dışı limited şirket hisse devir sözleşmelerinin ayıp ve gabin nedeni ile iptali ve şirketin davalılar adına hükmen tescili istemine ilişkin olup, mahkemece, devir sözleşmesinin geçerlilik kazandığı tarih baz alınmak suretiyle uyuşmazlığın sözleşmeye dayalı olması nedeniyle uyuşmazlığın 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle davalıların zamanaşımı def’inin reddi ile işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.Oysa, davacılar yukarıda anılan dava dışı şirketin hisselerini devralanlar, davalılar ise devrenlerden olup, hisse devir sözleşmesine dayalı işbu davada devralan yeni ortaklarla, devreden eski ortaklar arasındaki zamanaşımı süresi kabulün aksine mülga BK'nın 126'ncı maddesi (TBK.147) hükmündeki 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Bu bağlamda, dava konusu hisse devir sözleşmelerinin 12.01.2007 tarihli oluşları, esasen muacceliyetin bu tarihten başlaması ve davanın da 17.01.2012 tarihinde açılmış bulunması nazara alınarak mahkemece, davalıların zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerektiği açıktır.Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan saptama ve açıklamalar doğrultusunda davalıların zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış ilkeden hareketle yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davalılar (ayrı ayrı) yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre davalılar (ayrı ayrı) vekillerinin uyuşmazlığın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar (ayrı ayrı) vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar (ayrı ayrı) yararına BOZULMASINA,(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, esasa yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp, davalı M.. O..'a verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.