MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2012/277-2014/43Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/02/2014 tarih ve 2012/277-2014/43 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı A.. Ç.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin iki ortaklı olup %50'sinin müvekkiline, %50'sinin ise davalı Ayhan'a ait olduğunu, şirketin yetkili müdürlerinin T. Ç.. ile müvekkilinin oğlu M. Y..olduğunu, şirket müdürlerinin müşterek imzayla temsile yetkilerinin bulunduğunu, davalı şirketin 08.05.2007 tarihinde kurulmuş olup kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle inşaat yaptığını, 17 dairelik bir proje aldığını ve inşaatı tamamladığını, maliyet hesapları yapıldıktan sonra kârın yarı yarıya paylaşılması gerekirken davalının bu paylaşıma itiraz ettiğini ve %60'a %40 paylaşım yapılmasını istediğini, müvekkilinin bu adaletsiz paylaşıma karşı çıkması üzerine, taraflar arasında anlaşmazlık oluştuğunu, davalının müvekkilini ve oğlunu ölümle tehdit etmesi üzerine Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/6625 soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, tarafların bundan sonra bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını, taraflar arasında güven ilişkisinin sona erdiğini, davalı ortağın müvekkilini ve oğlunu şirkete sokmadığını, biraraya gelip toplantı dahi yapamadıklarını, fesih ve tasfiye için haklı sebeplerin oluştuğunu belirterek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı A.. Ç.. vekili; davalı şirketin davacının beyan ettiği gibi müşterek imza ile temsil edildiğini, davacıdan habersiz hiçbir işlem yapılmadığını, zaten müdürlerden M. Y..'ın davacının oğlu olduğunu, davacı iddialarının doğru olmadığını, kârın paylaşımında bir sıkıntı olmadığını, dava dilekçesinde sözü edilen savcılık soruşturma dosyasının müvekkili ile ilgili olmadığını, müvekkilinin o dosyada şikayet edilmediğini, herhangi bir ifadesinin alınmadığını, şirketin yönetim işlerini davacının oğlunun yaptığını, şirketin halen faal olup satışa hazır üç adet dairesi bulunduğunu, fesih ve tasfiye için haklı sebeplerin bulunmadığını, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, yapılacak bilirkişi incelenmesinde bu durumun ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket adına davaya cevap veren olmamıştır.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ortaklar arasında güven ve işbirliği duygusunun kaybolduğu, kâr payı dağıtımının yapılamadığı, ortakların bir araya gelemedikleri ve bu durumların fesih ve tasfiye için haklı sebep oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanmasına, tasfiye memurunun ücreti ile tasfiye gider avansının ileride tasfiye giderlerine eklenmek üzere davacı tarafından yatırılmasına, davalı A.. Ç..'in ortak sıfatıyla hasım gösterilmiş olması ve haklı sebeplerin oluşumunda kusurlu olduğunun kanıtlanmamış olması nedeniyle, bu davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiştir.Karar, davalı A.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı A.. Ç.. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, 6762 sayılı TTK'nın 549/4. maddesine dayalı olarak davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, davanın feshi istenilen şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından şirket tüzel kişiliği yanında şirketin diğer ortağı olan davalı A.. Ç..'e de husumet yöneltilmiştir.Bu durumda mahkemece,davanın niteliği itibariyle kendisine husumet düşmeyen şirket ortağı davalı A.. Ç.. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalı aleyhine açılan dava yönünden de, ortak olması nedeniyle hasım gösterildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Ç.. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı A.. Ç..'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı A.. Ç..'e iadesine, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.