Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1841 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17353 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ALAŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/03/2013NUMARASI : 2008/750-2013/281Taraflar arasında görülen davada Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.03.2013 tarih ve 2008/750-2013/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 17.08.2005 tarihinde 2.850,00 TL değerinde emtiayı dava dışı Abdullah Karış isimli kişiye sattığını, anılan kişinin ödemeyi kredi kartı ile yapmak istemesi üzerine şahsın kimlik kontrolü yapılarak, davalı bankadan yeni alınan pos cihazının ilk kez kullanıldığını, ardından slipin imzalatıldığını, pos cihazının işleme onay verdiğini, ertesi gün davalı banka nezdinde bulunan hesabından 800,00 TL para çektiğini, geri kalan kısmının bir başka kişiye olan borcuna mahsuben havale için talimat verdiğini ancak davalı bankanın müvekkilini arayarak, kullanılan kredi kartının sahte olması sebebiyle havaleye konu tutara bloke konulduğunu belirterek, müvekkili tarafından çekilen 800,00 TL'nin ise iadesini talep ettiğini, oysa ki olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sahte kredi kullanımının önüne geçmeyen bankanın sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile 2.050,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı bankanın pos cihazının sahte kredi kartının geçmesine onay verdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 2.050,00 TL'nin 18.11.2005 tarihi itibariyle işleyecek faizi ile bilrikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Davalı taraf, bilirkişi raporuna karşı ciddi itirazlar ileri sürdüğüne göre mahkemece davalı tarafın özel ve teknik bilgiyi gerektiren bu itirazları sebebiyle bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, bir karar verilmesi gerekirken, ek rapor alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.